Yemek Yenecek Yer Yok

Bir televizyon programında "Ben hiçbir yemeği beğenmiyorum İstanbul'da." diyen İlber Ortaylı başka bir konuşmasında da mealen: "Yemekleri iyi olan bir mekan aylar içinde bozar." diyor. Başlangıçta iyi olup zamanla bozan sadece lokantalar değil tabi. Bu şikayet hemen her sektörde gerek çalışanlar gerek alışveriş yapan, hizmet alanlar tarafından yapılır ülkede. 

Standardın sürekli değişmesi akıl alır gibi değil. Kriz dönemi malzemeyi azaltıp müşteri kaybetmek istemeyen mekanlar krizin etkisi geçse de yeni standardı düzeltmez. Kurumlaşma olmadığı sürece de bu böyle gider. 1 ay önce aldığın ekmek bile daha kötü hale geliyorsa o ekmeğin tüketicilerinde de standart algısı yoktur. Tırım tırıs gider alır ekmeğini şikayetsiz. Halbuki her mecliste de konuşulan konulardır bunlar. "Peyniri, yumurtayı köyden getirtiyorum artık." diyenin de piyasaya olumlu bir katkısı yok. Köyden gelen ürünün vergisinin algısının olmaması zaten ayrı bir problem.

Hiçbir şeyin standardının olmaması toplumun aklını da tuhaflaştırıyor. Ne diyordu Joker (ks): "Seni öldürmeyen şey, tuhaflaştırır."
Refik Tırpan ALTAY