Feyyaz Yiğit'in Gibi dizisindeki Badanacı Ünal, badana konusundan bağımsız ebeveynlerin çocukları için çizdiği çizgilerin insanın hayatına nasıl etki ettiğini ismi üzerinden anlatıyordu. "Bana Ünal demişler. Yani ününü al. Ben de badanacı olarak bunu gerçekleştirdim." Ünal, ebeveynlerin isim verirken bile dikte ettiği nazarı badanacı olarak aştığını iddia ediyordu. Nitekim Ünal, fizikte buluşlar yaparak da bir ün elde edebilirdi. Badanacı olmak ismimin hakkını verdiğini düşündürüyordu fakat diğer taraftan yine basit bir hayat düzeyinde kalmak, çağı, toplumu, dünyayı etkileyecek bir iş yapamamış olmak Ünal'ı rahatsız eden düşünceler değildi.
İnsanın beraber büyüdüğü çevresinin kendisine dair nazarın farkında olması ve bunu kırabilmesi bu çemberin dışından bir veri gerektirir. Yıllar boyu kendisini daraltan şeyin aynı çemberde kalarak farklı bir şey yapmamak olduğunu fark edemeyenler küçük hayatlarını büyütemezler. Ünal'ın etrafındaki nazar çemberini kırmak için elit, disiplinli, onun nereden geldiğini bilen ve nereye gitmesi gerektiğini gösteren başka arkadaşlara ihtiyacı vardı.
Refik Tırpan ALTAY