Ortaokullarda Türkçe derslerinde öğrencilere kompozisyon ödevleri verilirdi, halen de verilir. Öğrenciler okudukları parçadaki temayı, ana fikri kendilerine tanınan sürede kağıda aktarırlar. Giriş, gelişme ve sonuç bölümleri tek tek anlatılır, iyi bir kompozisyonun ancak bu temellerle olacağının altı çizilirdi. Öğrenciler kah bir konu hakkında yazı yazar, kah tatil anılarını anlatır, kah bir probleme çözüm bulurdu.
Muhakeme ve ifade yeteneğinin gelişmesi için çok önemli olan bu çalışmaların meyve vermediğini görüyoruz son yıllarda. Okuduğunu anlama ve aktarma becerisini ilköğretim çağında öğrenememiş bir çocuk, zengin bir aileye doğmak, iki-üç dil konuşabilen bir ebeveynin evladı olmak gibi bir kültürel zenginlikten mahrum kalmış oluyor. Gördüğü, duyduğu, izlediği, okuduğu şeye anlam veremeyen insan hayatı doğru okuyamaz. Kalabalıkları fakir, cahil, gayri medeni bırakan hallerin bütünü bir olayı, bir meseleyi doğru okuyamamaktan doğar.
Refik Tırpan ALTAY