Howard Hughes, babasının şirketini yönetim kuruluna bırakıp yaşadığı şehri terk ettiğinde onların hırsızlık yapma ihtimalini önemsememiş olmalı ki ülkenin öte ucunda dev projelerle işlerle uğraşsın. Hudges Amerikan tarihinde yapıtaşı isimlerden biri, yaptığı işlerle hem Hollywood'a hem havacılık tarihine hem de medikal ekipman piyasasına yeni bir yön veriyor. Ona bu işleri yapmasını sağlayan şey sadece mizacı, azmi, disiplini değil babasının şirketinin o orada değilken de ona payını gönderebiliyor olması, bunu sağlayan bir hukuk düzeninin olması. Hudges, o dönem Holywood'da olmayan kameraları sektöre kazandırıyor, kendi ürettiği uçakla hız rekorları kırıyor sıradan insan için çılgınca kabul edilecek dev harcamalar yapıyor. Buna rağmen kazanmaya ve kazandırmaya devam ediyor. Öldüğünde 2,5 milyar dolar net servetinin olduğu söylenen Hudges, Amerikan tarihinin ilk milyarderlerinden biri olmuştu. Kabresığmaz bir hayat yaşayan bu adam günümüzde birçok sektörde en üst ligde top koşturan Elon Musk, Jeff Bezos gibi isimlerin bir prototipiydi.
Fotoğraf: Howard Hudges'in 1946'da kendi ürettiği uçakla yaptığı kaza enkazı. Hudges ağır yaralandığı bu kazada ölümden dönmüştü.
Kabresığmaz hayatlar yaşayan insanların kıymetli kabul edildiği, iyi veya kötü yönleriyle rol model olabildiği bir ülkeden de bahsetmiş olduk. Fakat dikkat edilmesi gereken bir ülke tablosu değil. Sistem ve kural anlayışının, dünyanın kapitalist anlayışa yeni girdiği bir dönemde sertliği, dokunulamazlığı ve kısmen kutsallığı asıl söz konusu olan. Herhangi bir emmioğlu, bibioğlu Hudges oralarda yokken şirkete çökmeye çalışmak şöyle dursun, büyük oranda akrabalık bağı dahi bulunmayan yönetim kurulunun patron yokken de kurala, sisteme, "ihsan"a uygun çalışması kural algısı zayıf olan toplumlar için şaşırtıcı. Biraz paran, biraz "kral"a yakınlığın varsa adam öldürmek gibi bir suçtan dahi yırtabileceğin ülkeler için...
Refik Tırpan ALTAY