Cem Yılmaz bir konuşmada "işini aşkla yapmak" tabirini irdeliyor. Aşkla yapmak için aşık olduğun her ne ise onun da sana aşık olması lazım, diyor. Haklı. Aynı kararlılıkla defalarca iflas eden, her seferinde aynı motivasyonla işe başlayıp hüsrana uğrayan kimselerin tarihinde işte bu bakış açısı eksikliği hissediliyor. Evet, bir şeyi yapmayı çok sevebilirsin fakat bu o işi hakkıyla yapıyor olduğun anlamına gelmiyor.
"Fazıl Say gibi çalmaya heveslenebilirim ama işin de beni sevmesi gerekiyor. 'İşimi çok seviyodum 17 yerinden bıçakladım.' İş sizi sevmiyorsa karşılıksız bir aşksa olmuyor."
Yetenek ve mizacın yapılacak işte yoğunlaşması çığır açan işler çıkartıyor. Simit yapan bir fırıncının yaptığı işe aşık olması da şart değil esasında. Sadece yaptığı işe doğru odaklanması yeterli. Fakat iş şapkadan tavşan çıkarmayı gerektiriyorsa yapılan işi sevmek ve yapılan işin de kişiyi sevmesi şart.
Refik Tırpan ALTAY