Gerçek zenginler etraflarında zayıf karakterli, düşük enerjili, yarım akıllı kimseleri görmek istemezler. Bilirler ki etraflarındaki bu tür kimseler onların sosyo-ekomomik bütün işlerine, süreçlerine kötü etki ederler. Ve gerçek zenginlik sadece sahip olunan fazla sayıda gayri menkul, bankada duran milyonlarca dolar para ile değil yüksek enerji, yüksek know-how birikimi ve elit bir kültür ile de desteklenen büyük servet sahibi olmakla ölçülür. Yoksulların gerçek zenginleri uzaktan görünce kibir, şirretlik, küstahlık zannettiği haller de bunlardır aslında. Çünkü onların geleneğinde dışarıya karşı temas her zaman ölçülü ve dikkatli olmak zorundadır.
Normal bir ülkede elit sınıfı oluşturan bu servet, ülkede teknolojinin gelişmesini, belediye işlerinin düzgün yapılmasını, bütün toplumda hukukun üstün olduğu anlayışını ve yoksulluğun giderek azalmasını dolayısıyla toplumsal bir huzuru sağlar. İşçisine hak ettiği ücreti veren kimseler daha çok kazanır. Akıllıca tasarlanmış hukukun üstünlüğünü kabul edenler toplumsal adaleti getirirler.
Refik Tırpan ALTAY