Dünya İşlerini Kavramak

"Akıldan nasibi olmayan kişi.." dünyada işlerin nasıl döndüğünü bilmez dolayısıyla aklının o seviyede kalması doğaldır. Aynı kişi gözle görünmeyen, soyut dünyaya dair fikirler beyan etse de ona güven olmaz çünkü daha dünya işlerinin mahiyetini bilmiyordur. Kişinin dünya algısını ana hatlarıyla oluşturan bebeklik çağında dil algısı oturur. Etrafındaki kimselerin dil algısı ne kadar gelişmişse onunki de o kadar gelişecektir. Kırmızıya kırmızı, ikiye iki demek bunun ilk basamağı iken sevgiyi, öfkeyi de bu yaşlarda tanımlarız. Kalan hayat hep bu çağdaki sabit algıyla devam eder başka yönde bir gayret olmazsa.

Dünyada işlerin nasıl döndüğünü bilmek ise insani ilişkileri anlamak, eşyayla doğru bir ilişki kurmak yani onları doğru kullanmak, vücudu ve aklı doğru tanımlayıp kullanmakla mümkün. Doğal bir şekilde çalışan bir makinenin nasıl çalıştığını anlamaya çalışmak gibi...Know-how bilgisi kişinin soyut kavramları anlamaya geçişini sağlar.
Refik Tırpan ALTAY