Oğuz Akıncı

Oğuz Akıncı


Elmanın Katanaya Değdiği An

18 Kasım 2021 - 18:18

Birbirine yakın olan adımlarla hızlı bir şekilde bahçeye çıktı. Arkasından bakıldığında dore kumaştan yapılmış, savrulan ve her adımda benzer dalgalanmalar yaratan elbisesi görünüyordu. Bir de uzun ve gümüş renginde saçları… Bahçenin renklerine hemen uyum sağladı. Etrafında olsaydınız onu fark etmeniz çok zor olurdu. Pusulanın yönleri gibi dört yandan farklı duruyordu ama dönüp dolaşıp varılacak yer yine kendisiydi. Attığı hızlı adımlar ağacı tedirgin etmişti. Eşyadan hızlıydı, eşya ona karşı tavır alamıyor ve olacakları bekliyordu. Ağaç da öyle yaptı, razı oldu. Üstat ona yaklaşırken ağaç kendinden geçti, kökleriyle sıkı sıkı tutundu toprağa. Bu işlem esnasında birkaç tane elma stresten düştü. Ağaç tam kendisini iyice bırakacaktı ki üstat katanasını refleksle çekti ve üç farklı yerden düşen elmaları üç farklı hareketle tek bir anda katanasına dizdi. Ağaç rahatladı. Üstat elmaları katanadan çekip birisini yemeye başladı, birisini elbisesinin cebine koydu, sonuncusunu elinde tuttu. Boşta olan eliyle ağacın düz ve sağlam duran dalından tutup kendisini yukarıya çekti. Dalın üzerinde bağdaş kurdu. Elindeki elmayı yemeye başladı. Çiğnerken, bir yandan uyukluyordu. Huzurun ve karmaşanın ortasında bir yerde, gözleri bir kapanıp bir açılıyordu. “Kılıcı kırılmış ve oku da yok.” dedi ağaç. Üstat baktı, katanası parçalanmıştı. Ölmekten başka çaresi kalmayana dek savaşması gerekiyordu artık. Cebindeki son elmayı hissederek hayale daldı.
Oğuz AKINCI

YORUMLAR

  • 0 Yorum