Oğuz Akıncı

Oğuz Akıncı


Dedi Ki "Götür Beni Aya"

18 Kasım 2021 - 18:19

Kendisinden ayrıldığımız bir parça olarak doğayı incelerken varlığımızla bağlantılı olan ilkeler bulmaya çalışıyoruz. Bu ilkelere de bilim yoluyla ulaşıyoruz. İlke demek yerine olgu demek daha doğru olur ancak, tecrübe yoluyla elde ettiğimiz sonuçlara göre psikolojik olarak doğruluğunu kolayca yadsımayacağımız birtakım sonuçlara da pekala ilke gözüyle bakabiliyoruz. Örneğin, suyun yüz derecede kaynaması deneyi on kere denenip onunda da beklenen şekilde gerçekleştiğinde farklı bir etki, bin kere denenip bin kerede de beklendiği şekilde gerçekleştiğinde farklı bir etki oluşturur zihnimizde. O bilginin güvenilirliği artar. Bin birinci kez denendiğinde yüz derecede kaynamayacağı ihtimali çok uç bir düşünce olacaktır, ancak bu ihtimale imkansız diyemeyiz.

Doğaya ve insana bakıp olgular elde etme süreci; varlığın bilgisiyle ilgili veriler elde etmemizi ve onu kendi yapım sürecimizde kullanmamızı sağlıyor. Sürekli oluş ve bozuluş sürecinde olan evrenin dünya gezegenini rehin almamızla bu sürece biz de etki etmiş bulunuyoruz. Uzaya atılan ilk adımlara ve varlığın geri kalanıyla, uzayla bizzat yapılan birtakım etkileşimlere şahit olduğumuz bir dönemdeyiz. Tarihte olduğu gibi artık “burada olan burada kalacak” gibi gözükmüyor. Ama hala tarihte olan bazı şeyler de devam ediyor.

İnsanın sosyal bir varlık olması topluma karşı gösterdiği tüm duruşlara bir başlık oluşturuyordu. Eskiden sosyalleşmenin tek şartı kamusal alana çıkmakken, artık toplum içine çıkmanın başka yollarını bulduk. Özel ve kamusal alan ayrımı birbirine geçti, artık sanal alemde de suç işlenebiliyor. Veyahut faydalı işler yapılabiliyor. Bunu teknoloji sayesinde yapıyoruz.

İnsana sosyal bir varlık dedik ama teknoloji insanın sosyal bir varlık olmasını iyi değerlendirerek insanın uzayda dünyayı rehin alması gibi insanı dünyada rehin aldı. Dolayısıyla teknoloji küçük(!) bir evrene dönüştü. Ayrıntılı bakarsak tabii ki her türlü teknolojiyi bu anlamda kullanamayız. Ancak teknoloji evreninde keşfedip üzerinde yaşam kurduğumuz gezegenler olan internet, telefon, bilgisayar, tablet ve bunların oluşturduğu tüm içerikler büyük ölçüde insanın sosyalleşme ihtiyacını karşılamaya başladı. Pazarlayıcıları buna “sosyal medya” diye tanım bile yaptı.

*
Bir düşünür doksanlarda “İnsanlık aya çıkınca cünüp oldu.” demişti. Şairane bir tanım. Manası insanlığın ya da ayın dışında değil. Teknolojik gelişmeler ahlaki bozulmaya yol açabiliyor demektir bu. Bunun teknolojiyle bir alakası yok, insanın onu kullanım biçimiyle alakası var.

*
Cafer telefonuna baktı, ana menüde ekranı yan yana kaydırdığında toplamda üç sayfa vardı. Birinci sayfada telefonun kamera, galeri, rehber gibi zaruri uygulamaları vardı. İkinci ve üçüncü sayfada telefonu ilk aldığında hevesle yüklediği bazıları gerekli bazıları gereksiz birtakım oyunlar ve daha çok eğlenceye yönelik uygulamalar, “sosyalleştiği” tüm mecralara ulaşmasını sağlayan internet, arama motorları, fotoğraf-video yükleme uygulamaları, yüz kırk harfle katarsis yaşayabileceği bir uygulama, kitap okuyabileceği uygulamalar, haber uygulamaları ve daha birçok uygulamalar, uygulamalar… Dikkatlice baktığında suni bir ortamda kanlı canlı sosyalleştiğini ve aslında suni bir ortamda kendi kendisini uyguladığını gördü. Endişe etmeye gerek yoktu. Yabancı birisiyle muhatap değildi. Ama düşündü: Telefonu, bilgisayarı ya da internette arattığı şeyler onun hayata açılan pencereleri olduğu kadar, merak ve bilgi boyutunu da, yani kendi “ortalamasını” da aldığı için hayatın Cafer’e kapattığı pencereler de olabiliyordu. Yani bu bir sosyalleşme olmayabilir diyebilir miydi o zaman? Gerçekten bu açıdan baktığında telefon, bilgisayar gibi teknoloji unsurları ve özellikle “sosyal medya” Cafer’in kendisini oyalamasından daha öte bir şeymiş gibi gözükmüyordu. Kullanılan uygulamanın içeriği diğer bir uygulamadan farklı olabiliyordu. Ama bu fark da aynı gerçeği ifade eden farklı parçaları temsil ediyordu kesinlikle. “Sosyal medya” diye yutturulan alternatif evren kendi çabalarıyla farklı bir alternatife çevrilebilirdi tabii… Bunu sağlamanın tek yolu da merak ve bilgisini artırmak istemek ve o yönde çabalamaktan başka bir şey değildi.

Cafer dedi ki: Telefon ve bilgisayarında yüklü uygulamalar ve onlar üzerinden yaptığın işler senin ortalamandır. Teşekkürler Cafer.
Oğuz AKINCI

YORUMLAR

  • 0 Yorum