"Yüksek toplumsal sinerjisi olan toplumlar vardır. Bu toplumların kurumları, yapılanlar sonunda karşılıklı yararı güvence altına alırlar. Bir de düşük sinerjili toplumlar vardır. Bu toplumlarda tek bir kişinin yararı, diğeri üzerinde kazanılan bir zafere dönüşür. Sonuçta zafere ulaşamayan çoğunluklar becerebildikleri ölçüde konumlarını değiştirmeye çalışırlar."
Ruth Benedict
Ruth Benedict
Ruth Benedict 1887 yılında doğmuş 1948 yılında da vefat etmiş Amerikalı bir antropologtur. Yaptığı araştırma neticesinde “sinerji” kavramını sosyolojiye kazandırdığı rivayeti ile bu araştırmayı aktaracağım.
Benedict, döneminin önemli bir antropoloğudur. Bu bağlamda yaptığı araştırma da bize ciddi manada kazanımlar sağlayıp sosyoloji üzerinde doğru bir okuma yapmamıza vesile olacak bir araştırmadır. Ruth Benedict ilkel kabileler üzerinde incelemeler yapar. Bu incelemeler neticesinde 1941 yılında bir konferans verir. Konferansın konusunu “ilkel kabilelerde agresiflik ve agresifliği ortaya çıkaran ortam” oluşturur. Bu durumun bencillikle olan bağlantısına da değinilecektir. Ruth, öncesinde bencilliği diğer insanlar gibi, kendi çıkarları için çalışmak olarak kabul etmektedir. Tabii o dönemlerde “sinerji” kavramı pek bilinmemektedir. Dolayısıyla, "Grup içerisinde bir kişinin kendi menfaati üzerine çalışması, diğer grup üyelerinin agresifleşmesine sebep olmaktadır." inanışı hâkimdir. Ruth, burada devreye girer ve bu genel algıyı tersine çevirir. Onun yaptığı araştırmanın bulguları neticesinde bazı kabilelerde, bazı bencil kabile üyeleri kendi menfaatleri üzerine ne kadar fazla çabalarlarsa çabalasınlar, bu durumun diğer kişilerin agresif olmasına neden olmadığı gözlenir. Diğer kabile üyeleri bu duruma öfkelenmemekte ve saldırganlık da yaşanmamaktadır. Tabii o dönemlerde böyle bir şeyi görmek şaşırtıcı olacaktır. Bu durum, araştırmacı olan Ruth’u da aynı şekilde şaşırtır ve Ruth’da öncesinde bu duruma dair bir fikir de oluşmamıştır. Ama durmaz, bu sonuç üzerinde araştırmaya ve çalışmaya devam eder.
Araştırma derinleştikçe bulgular artık ortaya çıkmaya başlayacaktır. Ortaya çıkan durum; incelediği kabilelerdeki bencilce davranışların aslında tüm kabilenin yararına olduğudur. Sonuç bu olunca bahsi geçen kabilelerde agresiflik ortaya çıkmamakta ve rutin hayat devam etmektedir. Fakat bir eksiklik vardır. Bu eksiklik, mevcut durumun ne olduğudur. Yani kavramsal olarak bir izahı yoktur. Empati, diğerkâmlık bunları açıklamakta yetersizdir. Çünkü bu kavramlar kendinin dışında bir başkası için hayatını sürdürmeyi anlatmaktadır. Ama kişilerin bencilce hareket etmesine rağmen kişinin kendine ve de tüm kabile yararına durumların oluşmasının bir şekilde izahı vardır ya da yapılmalıdır. Ruth’un vardığı sonuç bu durumun ne bencillik ne de diğerkâmlık olduğudur. O malum durumu “sinerji” olarak tanımlamıştır. Sinerji kavramı Yunancada “birlikte çalışmak” anlamına geliyor. Sosyolojide ilk olarak bu kavramı kullananın Ruth Benedict olduğu rivayet edilmektedir.
Ruth, bu kavramı kazandırdıktan sonra bir köşeye çekilmemiş elbette. Araştırmanın daha da önemli bir kısmını oluşturan bölüme geçiyor. Kabileleri, oluşan bu sinerji neticesinde sınıflandırmaya gidiyor. Düşük sinerjili kabilelerde bireyin yaptığı hareket kendisine yararlı fakat diğer kabile üyelerine ise zararlıydı. Yüksek sinerjili kabilelerde ise bu durum tam tersi etki gösteriyor. Yani bireyin yaptığı hareket hem kendisine hem de diğer kabile üyelerine fayda sağlıyor ve herhangi bir agresiflik oluşmuyor. Çok ilginç. İki farklı kabile var ve bu kabilelerde yapılan fiil aynı. Birisi yüksek bir sinerjiye sahip bir diğeri ise düşük. Yüksek sinerji olan kabilede aynı fiil, fiili yapan kişiye ve etrafına fayda sağlarken düşük sinerjili kabilede sadece fiili gerçekleştirene fayda sağlıyor. İşin daha güzel tarafı ise yüksek sinerjili toplum düşük sinerjili topluma göre daha hızlı gelişiyor.
Bu araştırmanın bilgisine ulaştığım kaynakta basit ama bu durumu çok iyi anlatan bir örnekle konuya devam edelim. İki tane ayakkabı üreticisi olsun. Bu kişiler günde iki ayakkabı üretmektedirler. İkisi toplamda günde dört ayakkabı üretiyorlar. Bu ayakkabı üreten kişileri birlikte iş yapmaya sevk etmiş olalım. Bunlardan birisi deri kesme işinde hızlı olsun bir diğeri de ayakkabı tabanı yapmakta hızlı olsun. İlki taban konusunda yavaş ikincisi de deri kesme işinde yavaştır. Bu kişiler bir araya gelip sadece hızlı oldukları işi yapsalar günde ürettikleri ayakkabı sayısı kuvvetle muhtemel dördü geçecektir. Belki de beşi, altıyı, yediyi bulacaktır. Sonuçta ne oldu? Hem bireysel bir fayda sağladılar hem de her ikisi de toplu olarak fayda sağlamış oldular. Herhangi bir olumsuz durum da yaşanmamış oldu. İşte sinerji tam olarak budur.
***
Araştırma kabileler üzerinde yapılmıştır ama toplumlar üzerinde analiz yapmamıza engel bir durum yok diye düşünüyorum. Kahrolası kültürden var olası bir kültüre geçişte sinerji pek âlâ bir basamak olabilir. Herkesten, herkesi düşünmesini ve herkesin diğerkâm olmasını bekleyemezsiniz. En azından kendi menfaati uğrunda bile olsa bir sinerji oluşturulmalı ve bu kod toplumda yer etmeli. Artık beklentilerimiz asgarinin asgarisi. Başkası için yaşayacak büyük bir kitle oluşmayacak. Bu hep sınırlı kalacak. Hiç değilse bir sinerji be abi!
Sinerjinin enerji ile bağlantısını detaylıca anlatmaya gerek yok. Yeteri miktarda oluşmayan bir enerjiden sinerji de çıkmayacaktır. Yani kendi önceliğinde genel gelişimi önemsemeyen bir kitle enerjiden yoksun bir kitledir. Aynı kitle sinerjiyi nasıl oluştursun? Bir köyde bir traktörle yapılabilecek işi beş traktörle yapmaya çalışana gidip bir zahmet sinerjiyi onun anlayabileceği bir dilden anlatmaya çalışın bakalım. Onun dilinde bile bu durum anlatılamazken biliyorum sinerji oluşturmak kolay olmayacak. Ama kuvvetler üstü bir müdahale gelirse belki o zaman işler değişebilir.
Bu araştırmayı okurken aklıma Hindistan geldi. Orada bile bir sinerji oluştuğunu görüyoruz. Hem de ilkokul seviyesinde bir kitle ile… Bakınız Dabbawala. Bu nedenle ümitvâr olmaya devam edebiliriz. Sürdürülebilirlik, yenilenebilirlik, ekonomiklik. Değişen dünyada fazlaca duyduğumuz ve de duyacağımız bu kavramlara sinerji de tuz biber olacaktır. Tuzu çok kullanan milletimizin buna kayıtsız kalmaması ümidi ile…
Kaynak: Mete AKSOY – Savaşçının Dokuz İlkesi
Nuri N. DOKUZOĞLU 13.01.2020 (Proje 99)
YORUMLAR