Neyi Nasıl Önemseyelim

Önem, bir şeyi önemsemek, bir şeyin önemli olması vs bütün bunlar hayatımızda temel teşkil eden durumlardır. Bizler, verdiğimiz önem ölçüsünde işler yapar, bunlarla kalitemizi ortaya koyarız.

Hayatta önemsememiz gereken ve önemsediğimiz birçok şey elbette ki vardır. Bunların “nedeni ve nasıllığı” da ayrı bir öneme sahip. İsterseniz örnekler vererek bu önem meselesini öyle irdeleyelim.

Aileyi neden önemseriz? Onlar olmadığında çok üzüleceğimiz için mi? Yoksa aile kurumunun çok önemli olması ve biz olmasak da ailenin devam etmesi gerekli olduğu bilinci ya da gelecek kuşakta da eş dost akrabalarımızın yanında olma isteğinden mi? Yani ailemiz yalnızca bizim şahsi selametimiz için mi devam ettirmeli gelişimini? Ya da bizim için önem arzeden herhangi bir açının sorusu da olabilir burada.

Çalıştığımız yerleri düşünelim bir de. Neden önemli çalıştığımız yer? Her ay rutin maaş alabilmemiz ve sigortamızın tam olarak yatması sebebiyle mi? O kurum yalnızca bizim ihtiyacımızı karşılamak için mi varlığını devam ettirmeli? Alanında yaptığı gelişmeler, bölgeye, ülkeye yaptığı katkılar vs. bunların bir önemi var mı gözümüzde?

Ülkemizi ele alalım şimdi de. Ülke, vatan, millet neden önemli benim için? Bu topraklarda yaşadığım ve ailem, yakınlarım bu topraklarda yaşadığı için mi önem arz ediyor yalnızca? Ben ölüp gidince vatanın da, milletin de, ülkenin de bir önemi kalmayacak hatta hiçbir şeyin önemi kalmayacak. O zaman hiçbir önemi kalmıyor mu uğrunda mücadele verip namus saydığımız bu vatan topraklarının?

Bu örnekler üzerinden bir noktaya varmak istiyorum aslında. Bir şeye önem verirken neden önem verdiğimiz konusuyla ilgili çok önemli bir yere. Bilindiği üzere ülkemizde son zamanlarda ciddi gıda sorunları yaşıyoruz. Öyle ki, geçtim insanı, herhangi bir canlıya yedirilmeyecek türden şeyleri kimi zaman farkında olarak, kimi zaman da olamayarak yiyoruz. Bu konuyu çoğumuz biliyor ve önemsiyoruz. Tam manasıyla anlatsak herkesin hak vereceği aşikar. Ama buna verdiğimiz önemin nasıllığı biraz rahatsız edici.

Tavuk örneğinden gidelim. Tavuğun eti ve yumurtası malumdur ki önemli besin kaynaklarımızdandır. Ama gelgelelim ortalıkta ne doğru dürüst tavuk eti var, ne de yumurta. Yediklerimiz asla olması gereken besinler değil. Bunun da bir çok kişi elbette ki farkında. Ama anlattığın zaman tamamına yakın bir kesim “doğal olan bir yer bulduğunu, oradan alınabileceği” vurgusunu yapıyor. Yani kendi çapında, kendi ailesini kurtarma, onlara sağlıklı besinler yedirme telaşında haklı olarak. Ama yeterli mi? Hayır! Bir kesim, kendi ailesini bir şekilde kurtardı diyelim. Peki kamu yararı? İhtiyaç sahipleri nasıl doğal bir şekilde beslenecek? Hele ki doğal olduğu iddia edilen gıdaların en az iki katı fiyatına satıldığı günümüz dünyasında...

Neye, nasıl önem vermek işte burada daha da önemli hale geliyor. Aynı örneğe eti de, sütü de, doğallığını yitirmiş ne kadar gıda varsa onları da ekleyebiliriz. Ve bizler bir şeye önem verirken evrensel bir açıya sahip olmazsak, bu süreci değiştirmek mümkün gözükmüyor. Evrensel açı ve hakikat açısı. Bahsedilen sorunların çözümünü sağlayacak olan bakış açıları.

Nuri N. DOKUZOĞLU 11.09.2018 (Proje 99)