Behzat Malumaka

Behzat Malumaka


Şeytanlar Da Yürür Benimle

18 Ocak 2025 - 15:50

İzmir’den Ağrı’ya otobüsle seyahat etmek 25 saat sürüyormuş. İçindeki gazı atamayan küçük bir canavar ile aynı otobüste böylesine uzun bir yolculukta iseniz çoktan köşeye sıkışmışsınızdır. O çalacak siz oynayacaksınızdır artık. Bir bildiği bir istediği olsa, “Allah’ım bana makul bir sebep ver!” diye dua ederken bir bebeğin bir yetişkinin anlayacağı türden sebeplerle ağlamak zorunda olmadığını fark edip çıldırmamak için çırpınırsınız. Bir Amerikan dizisinde keş bir anne çocuğunu ufak dozlarla sessize alıyordu. Bu türden bir yolculuğun ortalarına doğru bu kadına hak verecek seviyelere gelmeden daha etik usullerle teknolojinin nimetlerini kullanabiliriz. 

Kafa bantlı, kulağı sünger ve benzeri bir malzemeyle kaplayan ya da kulak içi pabuçlara sahip bir kulaklıkla fiziksel olarak dış gürültüleri bir nebze ekarte edebiliriz. Buna pasif gürültü engelleme deniyor. Ama bu yöntem sebepsiz görünen kolik nöbeti daha sevimli hale getirmeye güç yetiremiyor. 

Bir de aktif gürültü engelleme (ANC) özelliğine sahip kulaklıklar var. Asıl amaç kulaklıkta çaldığımız ses parçalarını dış etkilerden arındırarak dinleyebilmek. Bir şey çalmadan da aktif gürültü engelleyici sayesinde ortam seslerinden kendinizi azımsanmayacak derecede soyutlayabilirsiniz. 

Aktif kelimesi kulaklığın iyi bir kulaklık için saniyede yaklaşık 400.000 kez ortamdaki sesi dinleyip bu ses dalgalarını analiz ettikten sonra tam tersi ses dalgaları üreterek dış sesi perdelemesi işini an be an yapabilmesini ifade ediyor. Yani her lafa bir cevabı olan bu kulaklıklar sürekli dışarda olup biteni algıladığı dil üzerinden dinliyor ve onu sönümleyecek karşı bir dil üretiyor. Dalga ve frekans boyutunda gerçekleşen bu faal çatışma esasında iki gürültünün mücadelesidir. Bir çeşit saldırı altındaki kulak, kulaklığın mikrofonları sayesinde dış dünyayı takip edebilmektedir. Bu mekanizmanın çalışma biçiminde enteresan olan bir diğer şey de aslında tüm ses dalgalarının kulağımıza ulaşıyor olması. Ses temelde iniş ve çıkışlardan oluşan bir dalga olduğu için, tam olarak zıt iniş ve çıkışları aynı anda duyarsak beynimiz ikisini de algılamaz. Yeni nesil bir sessizlik… Dijital olarak kayda alınabilen ve iletilebilen ses ve görüntü karşısında bir de tam kayıt edemediğimiz ve iletemediğimiz kokular var. Birçok insanın bedeninde sayısız mutasyona uğradıktan sonra ancak etkisiz hale gelen koronavirüs, koku alma mekanizmasına verdiği hasarla duygularımızla epey oynadı. Uzunca bir süre koku alamadıktan sonra bir önceki halini arıyor insan. Yeni bir koku çeşidini fark edebildiğinde ise daha yenilerini… 

İyi bir kulağın şifası iyi sesler duymak olduğu kadar kötü sesleri duysa da zararı engelleyecek şekilde perdeleyebilmesinde saklıdır. Bu, kulağını tıkamaktan ziyade kulaklarını dört açmakla sağlanabilir. Sırtımızı dönünce yok olmayan belaların içinde yüzerek onlara bir alıcı olarak temas etmemeyi öğrenmeliyiz. Altkültürün içine sızıp gerçek insan olma potansiyeli olanları ayıklamalıyız. Vicdanı henüz kapanmamış tedaviye cevap verebilecek mağdurlara şahsiyetlerinin gömüldüğü toprakları kazdırmalıyız. Ve unutmadan bunu kendi tedavimizde kullanmalıyız. Altkültür nedir? Rüyasında gördüğünü, bir sonraki rüyada tekrar gördüğünde gerçek sanmanın verdiği ilk rüya gerçekmiş zannıyla yaşamaktır. Hiç uyanamamış olan rüya gördüğünü nasıl anlayabilir?

Behzat MALÚMAKA

YORUMLAR

  • 0 Yorum