BABA - OĞUL AÇMAZI
Çocuğa ne yapmayacağını söylersen kafası karışır. Aman onu yapma, sana bu yasak, hayır olmaz gibi uyarıların tek başına işleme konulması sonucunda iş önlenemez, Arap saçına döner. Joker’in de dediği gibi “Asla kafadan başlama. Kurban serseme döner. Bir sonraki darbeyi hissedemez.”.
Türk tipi ebeveynlerin yaygın arızalarından bir tanesi de bilerek ya da bilmeyerek çocuklarının kusurlu davranışlarına karşı açıklama yapmak zorunda olunmadığı inancına sahip olmak. Birçok konuda “Bunu açıklamak zorunda değilim.” düşüncesi, hatta açıklama yapmanın akla dahi gelmemesi çok tuhaf değil mi?
Konuya dair, yaşça küçük olanlara yapılacak olan açıklamanın çocuk tarafından anlaşılmayacağını düşünmek sorunu çözmüyor. Hiçbir şekilde kale alınmamış bireyler kendilerine karşı kötü bir bakışa sahip oluyorlar. Bu tavra maruz kalmak onları sosyal açıdan biraz daha derine hapsediyor. Karşısındaki insanı birey yerine koymak, en azından ilk etapta bununla başlamak bizi biraz paçozluktan kurtarabilir. Babalarıyla çatışmış erkeklerin belki de önemli bir kısmı hayatlarının büyük bir bölümünde geçmişlerinde yaşayarak babalarıyla aralarında geçen bu çatışmayı sürdürmeye devam ediyor. Şurada şunu deseydim, keşke şöyle yapsaydım, ben falanca işi yapacaktım da engel oldular türünden açmazlarla ömür tüketen milyonlarca insan var.
İçe kapanıklık, aşırı kıskançlık, terkedilme korkusu, özsaygı düşüklüğü, başkalarını ve kendilerini anlamada yaşanılan zorluklar erken yaşta yaşanan baba-oğul çatışmalarından kaynaklanıyor olabilir.
Muhtemelen birçok insan kendisine pür dikkat kesilmiş kötü nazarın altında bildiği, belki çok iyi bildiği bir işi yapamaz hale gelmiştir. Hele ki bu kişi bir yakını, otorite olarak gördüğü birisiyse sonuç ikiyle çarpılır. Bu durumda çocuklar işlem başarısızlıkla sonuçlandığında affedilebildiği bir kanun boşluğu varsa genelde o yöne kaçarlar... Kaçamadıkları türden durumlarda stereotip Türk babası davranışı devreye girer. Bu fırsatı genelde tepmezler ve ön sıradan uzanan kafaları sahnenin ufuk çizgisinde belirir. Birkaç net ve yalın, kısa cümleyle bu kötü iş bilmezliği kınarlar. Sonra zengin kalkışıyla kendilerini denklemden çıkarırlar. Neden ve nasıla dair konuşulmaz. Bazı babalar bunu naiflik olarak görüyor olabilir. Bak şöyle yaparsan daha iyi olur, gibi bir cümleyi gerçekten kendilerine yakıştıramıyor olabilirler. Ya da evlatlarında kendilerini görmek, onları kendilerinin bir yansıması olarak kabul etmek başarısızlık durumunda fazlaca hayal kırıklığına sebep oluyor olabilir.
BEHZAT MALÛMAKA
YORUMLAR