Aslını yaşatamayacak taklitlerle inanç seferberliğine itilen alt kültür mensupları, kolay vazgeçebilen kod tiplerine sahiptirler. Bu tiplerin niyetleri her ne olursa olsun münafık yetiştirebilecek potansiyeldedirler. Çünkü bu kültürlerde nifak, infaktan önce gelir.
Olaylara bakışınız ve gösterdiğiniz tavır kumaşınızın kalitesini gösterir. Gerçekten bir iş yapmayı istiyorsanız ket vurulan hallerinizin çözülmesi için işe kaderinizi kırmakla başlayabilirsiniz. Bu adımı atarken ya ağzınızı kapalı tutacaksınız ya da belli kurallara uymanın gerekliliğini bileceksiniz. Her ikisinde de sorulacak sual aynı; “Bu cesareti nereden alıyorsun?” Bu soruya muhatap olunca yine kilitleniyorsunuz. Yine göz bebekleri küçülüyor. Yine 82, 83 diye sayıyorsunuz. Bundandır ki, ne diyeceğinizi bilememek, şeytanın ağzınıza bal çalmasını beklemek ile eş değer bir durumdur.
Esnedikçe büyüyen bir ateş çemberinin içinde yaratılan hayat ne kadar gerçekse bu dünyanın koca bir yalandan ibaret olduğunu bilmek de o derece hakikattır.
Hata yapma korkusuyla suç işleyenlerin notaları kaderinizle uyuşmayabilir. Onun için müziğini kendin çal, söyleten yine söyletir.
Cahilin cesaretinden uzak diyârlar oluşturmak mümkün gözükmese de en büyük yeteneği asansörde göz göze gelmemeyi başarabilmek olan insan figürü oluşturan kültür, alt-yapısal reformlara gebedir. Bilgi, birikim, pratik zeka ve daha bir çok olumlu nitelik sehven veya almazlık sendromu ile bertaraf edilmiştir. Bize düşen, sadece düştüğüyle yetinir. Biz bize yeteriz.
Bu senfoni size iyi gelecek. Çırpınırdı Akadeniz.
Alper A. İLERİGEL 04.11.2019 (Proje 99)
YORUMLAR