Rasulullah Deccal'in şerrinden emin olunması için Kehf suresi'nin başından veya sonundan on ayet ezberlenmesi gerektiğini buyurur. Ezberlemek; akletmek, manasına ermek ve uygulamak manasını taşıyor. Çünkü anlaşılmadan, uygulanıp hayata hayat yapılmadan Kuran'ı okumak manası zayıf bir iştir. Bunu da genel durumdan biliyor, çıkarıyoruz. Kehf suresinin ilk ve son ayetlerinin mânâsına, mânâ çevresine bakmak gerekiyor. Kuran'ın sure sure ayrılması da başta mana bütünlüğü olmak üzere her surenin bir iç mânâ evrenine sahip olmasından kaynaklanıyor. O bakımdan da Kehf'in başı ve sonunun okunmasının en az iki rivayette emredilmesini de Kehf'in bütünü çevrelemek kastıyla söylenmiş kabul etmemiz mümkün. O zaman başı ve sonunu idrak için Kehf'in bütününe zihin ve idrak mesaisi inhisar etmek gerekiyor. Aynı bakış açımızın devamından hareketle de surelerin de bir Kuran bütününe ait olduğunu düşünürsek, Kuran'ın bütününü anlamaya azmetmek gerektiği aşikar olur. Ve bu Peygamber emrinden hareketle de özelde Kehf'in başı ve sonundan on ayete, biraz daha genelde de Kehf'in bütününe yoğunlaşılması gerektiği manası çıkabilir. Deccal zuhur ettiğinde onun şerrinden emin olmak yolu, yordamının Kehf'ten çıkarılabileceği kabulüne de ulaşıyoruz.
Tanımlar önemli. Şerrinden emin olmak, ondan kurtulmak, icabında önleyici saldırı mantığından da çıkarılabileceği gibi aktif bir mücadeleyi de tazammun ediyor olabilir. Deccal'in tanımı ne olabilir? Bizim görüşümüz, deccal, klasik silahlarla, usullerle, güç unsurlarıyla şerrinden emin olunamayan, ona karşı galip gelebilineceği düşünülemeyen düşmana işaret ediyor. Bugünkü dünyamızda bunun karşılığı nedir? Küresel sistemdir. Dünyayı bir ateş çukuruna dönüştüren zalimlerdir. Bu bir ülke, dünyadaki kültürlerden bir kültür değildir. Elbette bunu daha çok temsil eden kültürler, ülkeler vardır ama mesele bunun da ötesinde, dünyaya hakim hayat algısından kaynaklanmaktadır. Hedef tayin ve tespitinde en çok hata bu konuda yapılıyor. Deccal özel isimken deccaliyet onun düzeninin adı olsa gerek. Deccaliyeti tanımlarsak Deccal'i de tanımlamış oluruz. Deccaliyet, yeme, içme, üretim, cezalandırma, öğrenme, tedavi etme, siyaset yapma, eğlence kültürü bakımından hayatın her alanına hakim, insanı hakikatten, hakiki akıl, mantık ve adalet anlayışından, tek kelimeyle "hayır"dan uzak tutan dünyada cari ve aksi bile düşünülemez diye kabul edilen var olan sistem mülahazasıdır. Yeniden altını çizelim, deccaliyet, konvansiyonel silah ve usullerle alt edilmesi imkan dahilinde görülmeyen düşmana deniliyor. Küfrün özel bir örgütlenme ve zuhur etme biçimidir. Bu durumda, Rasulullah'ın "Deccaliyete karşı mücadele usulü"nün Kehf suresinin içerik ve mânâ çevresinde aranması gerektiğini işaret buyurduğu çıkarımını yapabiliriz. En doğrusunu Allah bilir.
Okumanın anlamına ermek olarak değil de ezberlenip, okunup, üflenmek olarak algılandığı bir kültürde bu mücadeleyi başarabilmeyi bırakın, mücadeleye başlamak fikri bile abestir. Var olan Yalan Dünya standartlarında bile okullar okul, hastaneler hastane, müesseseler müessese değilken, var olan ancak dünya düzeni ölçülerinde bir ikinci kat yalandan öte bir şey değilken, başlanması gereken yer gördüğü, duyduğu, hatırladığı, bildiğini yeni örüntüler, bir araya gelmeler inşa etmek üzere yeniden, doğru biçimde okumaktır.
Yapılması gereken eskisiyle ana hatlar itibariyle hiç ilgisi, ilişiği olmayan bir yeni günlük kültür oluşturmaktır.
Ahmet Kubilay 2016-10-24 15:59:00
YORUMLAR