Zihin, o her tür duygu ve düşünceyi, ses ve kokuyu, hissiyatı ve hissizliği içine attığımız muazzam kuyu. O, gözümüzle göremediğimiz halde var olduğunu bildiğimiz bir varlık.
Maddenin hallerini ilkokulda öğrenirken üç halden ibaret olduğunu kabullenmiştik. Yine öyle kabul edersek zihinleri bu üç hale göre tasnif edelim. Tasnif edelim ki anlama gayretimiz bir mertebe daha yükselsin.
Kimi zihinler katı cisimler gibi içindeki olguların birbirine yapışık ya da çok yakın olduğu, başka bir cismin içine girmesinin mümkün olmadığı bir haldedir. Bu zihin türü hem sahibi hem de bir başkası tarafından dönüştürülmesi en zor olan bir haldedir. Karşılaşsanız ve onunla sohbet etmeye çalışsanız her söylediğiniz sözü iki kere tekrar etmeniz gerekir. Çünkü içindeki atomlar birbirine o kadar yakındır ki oraya yeni bir şey giremez. Belki kredi kartı borcu, belki mesaj beklediği arkadaşı ile meşgul...
Kimi zihinler sıvı cisimler gibi içindeki atomların serbest dolaşımı sayesinde diğer cisimlerle kolay etkileşim kurabilir, yeni bir gelişime açıktır. Isıtılarak gaz, soğutularak katı olabilir. Onu diğer hallerden ayrıştıran özellik, içindeki düşüncelerin değişime açık olmasıdır. Bulunduğu kabın şeklini alabilmesi, şekilsiz olabilmesidir. Bu türdeki zihinler eğilip bükülemez, parçalanamaz. Her hale de uyumludur.
Kimi zihinler de gaz halindedir. İçindeki atomlar arasında epey mesafeler vardır. Neredeyse boşturlar. Onları yakalayamazsınız, onları hareket ettiremezsiniz. Onların kendine hayrı yoktur.
Bu zihin türleri arasından hayatta kalmaya en elverişli olan sıvı kabul ettiğim zihin türüdür. Bruce Lee'nin dediği gibi "Su ol biraderim!" Çünkü su olmak akmak, her an hareketli olabilecekken sakin ve dengeli olmak da demektir. Eğer zihnimiz sıvı haldeyse, değişebiliyor ve uyum sağlayabiliyorsa bizim için hayatta kalma imkanı vardır.
Ahmet A. KEFENOĞLU 24.09.2019 (Proje 99)
YORUMLAR