"Sen hak ile meşgul olmazsan, batıl seni işgal eder."
İmamı Şafi
"Bana ne yapamayacağımı söyleyemezsin."
John Locke (Lost dizi karakteri olanı)
İmamı Şafi
"Bana ne yapamayacağımı söyleyemezsin."
John Locke (Lost dizi karakteri olanı)
Sevdiğim bir abi vardı; İbrahim abi. Birkaç sene önce kardeşimle karşılaşmışlar. Sohbet etmişler. Çay içmişler. E tabi konulardan biri de ben olacağım. Kardeşim benden bahsetmiş. İşte okulu bitiriyor. Kpss'yle uğraşacak vesaire diyor kardeşim. Haliyle ruh halimden bahis açmasa da ruh halimi ifade ediyor. İfadeler kelimelerden üstündür. Kelimeler bazı anlamlara gelirler. Bu konudaki hulasa-i kelamı Mesnevi'den alalım: "Bakmayı bilirsen her kilimin altında bir Kelim vardır." İbrahim abi anlayacağını anlamış ve demiş ki "Ahmet gibi adamlar bir çizgi tuttururlar, vasatı aşmazlar hayatları böylelikle hitama erer."
O yıllarda öyleydim. Belki hâlâ öyleyim. Fakat karakterim hakkında zaman zaman bir farkındalık seviyesine ulaşıyorum. İbrahim abinin sözüne gerekenden fazla itimat etmişim. İbrahim abi hayatı ve beni tanıdığı kadar bir tespit yapmış nereden bilebilirdi ki benim o sözü hayatımdaki her büyük başarısızlıktan sonra hatırlayacağımı. "Ben vasat bir adamım" diyordum, hedeflerimi hep bu şekilde küçük tuttum. Sadece İbrahim abinin bu sözü mü? Hayır. Günlük yaşantımızda çoğu zaman fark etmediğimiz o kadar çok sabit fikrimiz oluyor ki bunların olumlu-olumsuz, faydalı-faydasız olduğunu bile fark edemiyoruz çoğu zaman. Mesela "Benim işlerimde mutlaka bir aksaklık olur." Halbuki bu tip sabitler sadece ezberdir. Aksaklık olmadığı, işler tıkırında gittiği zaman bunları hatırlamayız bile. Esas olan gerekeni yapmaktır, gerekeni yaptığımız halde bile bazen olumsuzluklar yaşarız. Bu "duun-ya"nın en temel gerçeğidir ve ezber etmemiz gereken bir gerçek varsa, budur. Bu gerçek ayakta tutmaya yetecektir.
Öğretmenlerimiz kitaplarımızı unuttuğumuzda, ödevlerimizi yapmayı unuttuğumuzda "Yemek yemeyi unutuyor musun?" diye hesap sorarlar. Yani diyor ki bu kitap, bu ödev yemek ihtiyacın kadar mühim. Aslında bu hesap sorma tarzı komiktir. Çünkü öğrencide hiçbir farkındalık oluşturmaz. "Kendini niye unutmadın?" da buna benzer. Hatta daha komiği... Hayatta elbette hiçbir zaman unutmamamız, her an hatırımızda tutmamız gereken, esaslı, ayakları yere basan, kendisinden hayra giden yollar olan sabitlerimiz olmalı. Fakat unutuyoruz. Yemek yemeyi bile, kendimizi bile.. İmtihan sırrı da buralarda bir yerlerde saklı herhalde.
Farkındalığımızı yitirdiğimiz anlarda bizi uyaran, uyandıran kardeşliklerimiz için şükrediyoruz.
Ahmet A. KEFENOĞLU 30.08.2017 (Proje 99)
YORUMLAR