"Merdivenin her bir basamağı, her bir ara hedefi; merdivenin kendisi, planı; merdivenin sonu ise son hedefi temsil eder. Bu nedenle, son hedefe hizmet etmeyen bir ara hedefin varlık nedeni ortadan kalkar. Nasıl ki basamaklar bizi merdivenin sonuna doğru götürür, aynı şekilde ara hedefler de bizi son hedefe doğru götürmelidir."
Mete Aksoy (Savaşçının Dokuz İlkesi)
Mete Aksoy (Savaşçının Dokuz İlkesi)
"Kızıl elma" son zamanlarda kullanılan "revaçta" kavramlardan. Komik. Gündemimizde bu şekilde bir dönem meşhur olup kullanılan fakat hayatımıza etki etmeyen birçok kavram olmuştur. Dunning-Kruger sendromu, Stokholm sendromu, "procrastination" gibi birbirine bağlantılı kavramlar televizyonda, entelimsi ortamlarda konuşulur ve hiçbir etki yapmadan kaybolur gider.
Kızıl elma, soylu kültürümüzün bir dönem dünyaya hükmetmesini sağlayan önemli kavramlardan biridir. Nihai hedefi temsil eder. Viyana, bir dönemin kızıl elmasıdır örneğin. Gitmesek de görmesek de uğruna mücadele ettiğimiz, yolunda gösterdiğimiz gayretle gelişip öğrendiğimiz, hedefi elde etmede şemalar oluşturduğumuz, en önemlisi kendimizi tekrar tekrar tanımamızı sağlayan en uzak yıldızdır.
Kızıl elma, bir devleti büyük bir devlet yaparken, bir organizasyonu büyük bir organizasyon yaparken bireysel hayatlarımızın her bir alanında da uygulamamız gereken bir yöntem. Çünkü hedefi olmayan bir gemiye rüzgar bile yardım etmez. Büyük hedeflerimiz varsa, büyük insanlar oluruz.
Büyük hedefe giderken atladığımız husus da ara hedef koymamak olabilir. Bir bina inşa etme hedefini ele alalım örneğin. Hedefe dair bir zaman dilimi tayin etmek, her güne, her haftaya ara hedefler yerleştirmek ve plan dahilinde hareket etmek ancak bize bir bina kazandırabilir. Başka bir örneği öğrencilik hayatımız için verebiliriz. Dört senelik bir eğitim döneminin sonunda varacağımız hedef belli bir başarı puanı olmalı, bu hedefe yürürken her dönem sonu için, her vize/final sınavı dönemi için, her ay için ayrı ayrı ara hedefler koymalı ve plana uygun hareket etmeliyiz ki hedefe varabilelim.
Hedef koyarken atlayacağımız ve ruh halimizi sıkacak olan tek durum amaca yapışmak olacaktır. Bunun sebebi de ara hedefleri ıskalamaktır. Ara hedefleri gerçekleştirmek nihai hedefe yaklaştıracağı için hedefe ulaşamama korkusu kaybolur.
Rasulullah Mekke'nin fethini yıllar öncesinden planlamış ve hedefe giderken hiçbir ayrıntıyı atlamamış, olumsuz gibi görünen (Hudeybiye anlaşması) gelişmelerden dahi büyük faydalar elde etmeyi bilmişti. Bu konuda da sünnetin örnekliği ufkumuzu açmaya yetiyor.
Roma'yı fethedebilecek miyiz?
Ahmet A. KEFENOĞLU 01.03.2018 (Proje 99)
YORUMLAR