Sınav dönemindeyiz, aslında her an sınavın içindeyiz. Sınavlar şekil değiştirince küçülüp büyüyor zannediyoruz.
Öğrencilerimden biri, konuları iyi çalışmasına rağmen dikkatsizlik yaptığı için sınavdan beklediği notu alamadı. Sınav kağıdını erken teslim etmek istemenin verdiği endişe, erken teslim edince geleceği düşünülen öz güven isteği yüzünden katlanarak arttı çünkü. Ona kızmadım. Çünkü biliyorum kızdığımda onda meydana gelecek duygu durumu değişikliği diğer sınavda ona yine aynı hatayı yaptıracak.
Dünya üzerindeki hataların birçoğunun hatta hemen hepsinin kibirden kaynaklandığını düşünüyorum. Ona da söyledim. En çalışkan, en başarılı olmanın getirdiği kibir ona hata yaptırdı çünkü. Çünkü zihninde ölüm yok.
Ölümün yaş ile alakalı olduğunu zannedip gündelik işlerimiz arasında bir an olsun ölüm olgusunu göz önüne alıp irdelemiyoruz. Ölümü küçük başarısızlıklara, küçük felaketlere hamlediyoruz. Ölümü bütün hayatımızın merkezine yerleştirsek "kirden eser kalmayacak" belki.
Komik video çekmiştik. Arkadaşım komikli videoyu izledikten sonra, lütfen onu telefonlarınızdan silin demeye başladı. Videoda girdiği halden rahatsız oluyordu. Hayır dedim, Allah korusun başına bir şey gelirse ölmeden önce bu haldeydi diye televizyonlara vereceğiz. Ölmeden önceki son anlarımızın hangi anlar olmasını istiyorsak hayatımıza o anları yayalım. Kitap okurken mi? Bir haber sitesinde haberleri okuduğumuzda küfürler savururken mi? Otobüse, dolmuşa bir şeylere yetişmeye koşarkenki endişe halinde mi?
Ölüm duygusu karşısında bütün duygu ve düşünceler, arzu ve hevesler hizaya geçiyor. Hizaya geçen her şey "teklik" hükmündedir. Teklik ise huzurdur. Ölüm bize hizmet ediyor.
Ahmet A. KEFENOĞLU 12.01.2018 (Proje 99)
YORUMLAR