Bir kutu düşünelim. Siyah, kapkara bir kutu... Etrafı siyah fon kağıdıyla kaplamış gibi durmayan, siyahın kendisine hakim olduğu bir kutu. Bu kutunun bulunduğu, duvarları siyahın hakim olduğu odada bu kutu gibi onlarcası var. Kendisine göre büyük ve küçük onlarca siyah kutu. Sizi bu odanın içine koyup üzerine oturacağınız siyah bir tabureyle kilitlemişler.
Size diyorlar ki bu kutuları açacaksın. Her birini açacaksın. Size çıkabileceğinizi söylemedikleri halde siz kutuları açmaya başlıyorsunuz. Açtığınız her kutunun içinde sonsuz kutular çıkıyor. Siz açıyorsunuz içinden bir kutu daha çıkıyor, açıyorsunuz ve bir kutu daha.
Bir süre sonra duruyorsunuz, dışarıdaki alemde yıllar geçiyor fakat siz ne kadar vaktinizi orada geçirdiğinizin farkında değilsiniz. İlk mesajı bir talimat gibi algılayıp aça aça bitiremediğiniz kutuları düşünüyorsunuz. Ve tekrar açmaya başlıyorsunuz.
Bir vakit pes ediyorsunuz. Vazgeçtim. Vazgeçme hali içinize işliyor. Vazgeçme makamında seyr ediyorsunuz. Ve vazgeçmekten de vazgeçiyorsunuz. Bu yeni halin adı "siz".
Kapı birden açılıyor, karşıda beyaz bir kapıyla girilen bir oda keşfediyorsunuz. Kapıyı açtığınız an, beyaz sizi cezbediyor. İçeri girdiğinizde kapı kapanıyor. Ve aynı talimat. "Bu kutuları açacaksın, her birini açacaksın." Açtığınız her kutunun içinde sonsuz kutular çıkıyor. Siz açıyorsunuz içinden bir kutu daha çıkıyor, açıyorsunuz ve bir kutu daha.
Beyazı gördüğünüzde cezbeye geldiğinizi hatırlıyorsunuz sadece. Ve bir süre sonra bu kutuları da açmayı bırakıyorsunuz. İlk mesajı bir talimat gibi algılayıp aça aça bitiremediğiniz kutuları düşünüyorsunuz. Ve tekrar açmaya başlıyorsunuz.
Bir vakit pes ediyorsunuz. Vazgeçtim. Vazgeçme hali içinize işliyor. Vazgeçme makamında seyr ediyorsunuz. Ve vazgeçmekten de vazgeçiyorsunuz. Bu yeni halin adı da "siz".
Derken beyaz odanın beyaz kapısı da açılıyor. Bu yeni "siz". Siyah odaya giriyor.
Her vazgeçme ve vazgeçmekten vazgeçme halinden sonra "siz" küçülüyor, yok oluyorsunuz. Aslında var oluyorsunuz.
Ahmet A. KEFENOĞLU 06.01.2018 (Proje 99)
YORUMLAR