Akşam her günkü gibi bilgisayarda çalışmak üzere sandalyeye oturdum. Bilgisayarı açtım. Rutin işlerimi hallettim sıra kendi yazıma geldi. Sıra geldi ama ilham gelmedi. Sevgili dostlar siz ilham gelmediğinde ne yaparsınız? Durdum düşündüm. Tekrar durup düşündüm. Yok. Ben ütü yapmaya karar verdim.
Ütü... İngilizcesi iron, ütü yapmak ironing... Naylon gömleği naylon ayarında, pamukluyu pamuklu ayarında ütüleyeceksin ve ütü yaparken yazacağın yazıyı hayal edeceksin. Hayal ettim. Şükür ki ilham geldi. Ütüyü yaptım. Çay demledim. Yazıyı yazmaya başladım.
Yapmak istediğimiz işi başaramadıysak biz de başka bir işi başarmak isteriz. Zihnimiz zor eder. İlla bunu yapacaksın. Ve zihnimiz hiçbir zaman yapmadığı teşvik ve motivasyonu o anlarda yapar. Çünkü bizim o iş bu şekilde başaramayacağımıza emindir. Ve haklıdır da...
Nihayet yazı hitama eriyor. Peki zihnim buna nasıl müsaade etti? Zihnim aslında müsaade etmedi. Hala daha ev arkadaşımın "tatlı var gelsene" davetine uyup yazıyı bırakmamı istiyor. Ben de bu arada yazıyı yazıyorum. Bir ses var ve bu ses her zaman olacak. Ona kızsam da, bazen onunla gurur duysam da o ses hep olacak. Zihin, iç ses, şeytan, vehim, savaş-kaç, hormon, açlık, öfke, sevgi...
Ahmet A. KEFENOĞLU 17.10.2017 (Proje 99)
YORUMLAR