Yüksek zeka ürünü bir eser gördüğümüzde nasıl ki şaşırırız, düşük zeka ürünü bir eser gördüğümüzde de aynı duyguyu yaşıyoruz.
Bazen öyle kimseler ve durumlarla karşılaşıyorum ki "Bunu yapabilmeyi nasıl başarabildin?" veya bir kişilik tipi için "Böyle bir insan olmak için hangi süreçlerden geçmek gerekiyor?" diye içimden geçiriyorum. Aynı durumlar karşısında sinirlendiğim de oluyor. Bir devlet başkanı örneği sorulduğunda muhatap nasıl Cristiano Ronaldo cevabını verebilir? Bunu ancak çocuklar yapar değil mi? Hayır. Yetişkin denebilecek yaşta olan, doğruyu-yanlışı bildiğini düşündüğüm insanlar da -verdiğim örneğe benzer- çok tuhaf akıl yürütmelerle onlara göre mantıklı işler ve konuşmalar yapabiliyor.
Yüksek zeka sahibi olduğunu düşündüğümüz kimselere saygı duyarız da peki çocuk seviyesinde akıl yürüten kimselere hangi davranış biçimini geliştirmeliyiz? Kimi zaman bu insanlara el uzatarak, zihnimizde onları düştükleri çukurdan çıkarmayı istiyoruz fakat hangi yöntemle bu mümkün veya hangi birini kurtaracaksın?
Şunu söyleyebilirim: Herhangi bir etiketleme yapmadan yani kızıp öfkelenmeden, hakaret etmeden, içimizde ezip perişan etmeden, bu insanları görmezden gelebiliriz. Bir duygu ile bu işi yaparsak o kimseden bize bir etki kalıyor maalesef. Kızdığımız şey ile imtihan olduğumuz gibi...
Kibir, çok kapsamlı ve çok derinlerde olan bir duygu durumudur. Çok faydalar verdiği görülse de verdiği faydaya oranla çok daha büyük zararlar getirdiği de başka bir gerçektir. Her gün çevremizde dönen onca olaya teknik bakamazsak, olması gereken noktadan ve açıdan yaklaşamazsak yorumlarımız, okumalarımız bir şekilde eksik kalabiliyor.
Kibrin yerine geçmesi gereken duygu izzet duygusudur. İzzet, kişinin kendini tanıması, dünyaya olması gereken açıyla bakması, hayata bakış açısına uymayan olguları reddedebilmesi duygusudur. Saçmalık veya aptallık olarak gördüğümüz meseleye bakışımız, siyasi veya ekonomik bir olguya bakış açımız da izzet çerçevesinden bakıldığında daha berrak bir yorumlama ve okuma yetisi verecektir.
Ahmet A. KEFENOĞLU 03.02.2018 (Proje 99)
YORUMLAR