Seviciler Alemi
Son zamanların trendi çok fazla. Yani her şeyin bir trendi var. Artık bunlar, sadece bir trend olmaktan çıkıp garip bir hal almaya başladı.
“Mış” gibi yapmanın bir benzeri olsa gerek bu durumlar. Sosyal medyanın etkin gücünü kullanıp, günden güne asosyalleşen halkın, sürekli kendini ergence ispat çabası. Bu manyakça duruma yani her yaptığını fotoğraf, video gibi araçlarla belgeleyen sevicilere bir kaç örnek vermek istiyorum.
Evlilik sevicileri: Bu karakterler, evliliğe dair her şeyi üst seviyede yaşamaya çalışıp, takipçi kitlesine yapacağı afilli şov ile çıtayı tavana yükseltmeye and içmişlerdir. Her türlü görseli sergiledikten sonra realitenin bu olmadığını görüp adeta uçurumdan aşağı düşmüş gibi olurlar.
Çocuk sevicileri: İnsanın doğal bir özelliği olan üreme özelliğini çocuk oyuncağına çeviren karakter. Dünya üzerinde tek güzel çocuğun kendisinde olduğu yanılgısına düşerek, çocuğuna dair ne varsa sosyal medya üzerinden “ben de bir ebeveynim, ben de yapabiliyorum” imajını yaymaya çalışır. Biraz da gelişim bilgisi varsa değme keyfine!
Öğrenci sevicileri: Bu karakterimiz ise kutsal olan öğretmenlik mesleğini icra etmeye çalışır. Ders dışında her anını özellikle öğrenci ile olanları belgeler ve takipçilerine (özellikle de görmesini istediği kişilere) göstermeye çalışır. Mesleki ve kişisel yetersizliklerini kapatmaya çalışmak da diyebiliriz.
İş sevicileri: Mesai başlangıcı ile başlayan görsel şov, mesai bitimine kadar devam eder. Genelde yaptığı işi sevmeyip patrona ağız dolusu salya akıtırken bir yandan da sahtece yoğun mesai algısı yaratırlar. O yoğunlukta bu kadar görseli nasıl yaptığı ise merak konusudur. Keşke patron da bu yoğun tempoyu görebilseydi...
Örneklere fazlaca rastlanabilir muhakkak. Yaygın olan bu anlayışlar karşısında bazı hakikatlerden bahsetmeye çalışmak biraz lüks geliyor bana. Her ne kadar (analiz nazarı ile) yazımıza konu olsa da görmezden gelebiliriz.
Nuri N. DOKUZOĞLU 26.11.2017 (Proje 99)