Her Bir Askerini Özel Hissettiren Komutan: Mete Han

Nuri N. Dokuzoğlu

Çin devletlerinin tek bir çatıda toplanması, Çin Seddi, Teoman’ın hâkimiyeti ve oğlu Mete’yi “törelere aykırı olarak” başa getirmek istememesi, Teoman’ın Mete’yi Yüeçiler’e göndermesi, Mete’nin Yüeçiler’in elinden pratiklikle kurtulması, Mete’nin yüksek sinerji ile asker yetiştirmesi, babasına galip gelmesi, Büyük Asya Hun Devleti’ni kurması…

Giriş cümlemiz aslında konumuzun kısa bir özeti oldu. Tarih, hiçbir zaman sadece bir tarih olmamıştır. Sonuçların altında yatan birçok faktör vardır. İşte bu faktörleri doğru okumak ve bunlardan pay çıkarmak elzemdir. Neden elzemdir? Çünkü realite, örüntüler, bağlar, bağlantılar vs.

Çin Devleti'nin birleşmesi, Orta Asya boylarına karşı bir tehdit oluşturmaya başlamıştır. Bu tehdide karşı belki de Çin gibi tek bir çatıda birleşmek çözüm olacaktı. Fakat Orta Asya boyları Çin gibi tek bir çatıda toplanamamıştır. Teoman bu boyların bazılarının başında lider konumdadır. Bir yandan da Teoman, oğlu Mete’yi başa getirmek istemeyip onun yerine Çinli eşinden olan oğlunu devletin başına getirmeyi planlamaktadır. Bu da bildiğimiz kadarı ile törelere aykırı bir durumdur. Teoman bu düşüncesi doğrultusunda Mete’yi eski düşmanları olan Yüeçiler’e gönderir. Bunu yapmaktaki amacı ise Yüeçiler’e savaş açıp onların eliyle Mete’yi öldürtmek ve diğer oğlunu başa getirmektir. Fakat plan akışa tabi olamamıştır. Mete Yeüçiler’in elinden onların elindeki en hızlı atlardan biri ile kaçar ve babasının yanına gelir. Teoman, oğlunun bu cesur hareketinden dolayı ona on bin atlı asker verir. Mete, kendisine yapılan bu yanlışın farkındadır ve bu olayı burada kapatmayacaktır. Babasına galip gelmelidir ve iktidarı elde etmelidir. Tabii bu kolay olmayacaktır. Çünkü babasının elinde yirmi binden fazla atlı askerin olduğu bilinmektedir. Yeni bir usul, farklı bir strateji ile bunu başarabilecektir.

Mete harekete geçmiştir. Askerler arasında yüksek bir kardeşlik ruhu yaratması gerekmektedir. Öyle ki bu ruh, karşıdaki düşmanın asker sayısı ya da teçhizatı ile kıyaslanmayacak şekilde olup düşman karşısında korkunun da olmamasına sebep olmalıdır. Bu duyguyu akıllıca işlemelidir ki ileride uygulayacağı taktik ve stratejilere mani olmasın. Çalışmalara başlamıştır. Öncelikle aklına “ıslıklı oklar” yapma fikri gelir. Islıklı okları yaptırır ve her bir askerine bu okları kullanma emrini verir. Bu okların farklı olması askerlerin hoşuna gidecek ve onları özel hissettirecektir. Ardından diğer bir emir gelir. Mete, bu okları nereye ve kime atarsa askerlerin de oklarını aynı yöne ve yere atmalarını ister. Bu emri yerine getirmeyenlerin ise boynunun vurulacağını söyler. Emirlerinin ardından Mete ilk oku kendisi için önemli olan kendi atına atar. Askerlerin çoğu da okunu Mete’nin atına atarlar. O dönemlerde ata ne kadar önem verildiği aşikârdır. Atmayanlar ise hemen orada infaz edilir. İnfaz da Mete’nin söylediği gibi boyunları vurularak yapılmıştır. İkinci olarak oklar artık Mete’nin eşine çevrilmiştir. Mete ıslıklı oku bu sefer de eşine atar. Bunu yapmak kolay değil elbette ama askerler de aynı şekilde oku atarlar Mete’nin eşine. Atamayanlar ise ilk etapta olduğu gibi kellelerini vermişlerdir. Askerleri deneme ve kendine bağlı kılma evresi devam edecektir. Mete oku almış bu sefer de babası Teoman’ın en sevdiği ata atmıştır. İlk iki denemedeki giden kellelerin ardından artık askerler olayın ciddiyetini kavramış olacak ki istisnasız bütün askerler oku Teoman’ın atına atarlar. Artık Mete ilk hedefine ulaşmış, galibiyet için gerekli kadroyu oluşturmuş, askerlerin kendisine bağlılığını kesinleştirmiştir.

Bütün bu yapılan hazırlıklar meyvesini vermelidir artık. Teoman ve Mete, askerleri ile beraber tatbikat mahiyetinde bir ava çıkarlar. Mete bu faaliyeti planları doğrultusunda çok iyi kullanacaktır. Islıklı oku av esnasında babasına atar. Ardından tüm askerler oklarını Teoman’a atarlar. Binlerce ok Teoman’ın vücuduna girmiştir. Oklardaki ıslığın sesinin ürkütücü olduğuna dair bilgiler mevcut. Yani okun kendisinden önce sesini duyanlar bile bu sesten ürkmektedirler. Binlerce okun sesi ile ortamın nasıl bir havaya büründüğünü, o atmosferi varın siz düşünün. Kaynaklarda Teoman’ın askerlerinin bu saldırıya karşılık vermeyip kabullendikleri bilgisi mevcut. Öyle bir atmosferden ve de askerlerin tereddütsüz bağlılığından sonra hiçbir asker saldırmaya cesaret edememiş olabilir. Mete yaptığı bu hamleden sonra, saldırının başarıya ulaşması için kendisini öldürtmek isteyen üvey annesini, üvey kardeşini ve de kendisini tanımayan herkesi bu özel yetiştirdiği askerleri ile öldürür.

Mete Han’ın Orta Asya boylarını tek bir çatıda toplama hedefinin olduğunu biliyoruz. Bunu yapmak için her bir boya gidip güzel güzel anlatıp ikna etmemiştir elbette. Aynı ordusu ile gitmiş ikna olanları çatısı altına almış, ikna olmayanları ise malum orduyla zorla ikna etmiştir. Ardından bu boyları tek yönetim altında toplamıştır. Çin’e karşı tehdit olması adına bu hamle çok önem arz ediyordu. Hedefler bir bir gerçekleşiyordu. Sırada ise fetihlerle genişleme hedefi vardı. Fakat yetiştirdiği askerlerin sayısı bu hedefler için yetersiz olabilirdi. Bu asker açığını ise diğer boyların askerleri ile kapatmayı planladı. Ama aynı sinerjinin yakalanıp askerlerin uyum sağlamaları hemen olmayacağından o askerleri de kendi kriterinde profesyonel asker haline getirmiştir. Artık elinde önceki askerler gibi kendisine sıkı sıkıya bağlı, profesyonel, itaatkâr bir ordu vardır. Diğer boylardan aldığı askerleri de ilk sistemle eğittiği yani ıslıklı oklarla kendisine bağlı birer asker yaptığı bilgisi mevcut. Aynı şekilde olmadığını varsaysak bile etki anlamında benzer bir etki ile eğittiğini söylemek yanlış olmaz diye düşünüyorum. Ve evet, bu hedefe de ulaşılmıştır. Malum ordu ve güç ile Mete Han Çin’e galip gelmiş ve Çin’i vergiye bağlamıştır. İmparatorluk artık dönemin en büyüğü olmuştur.

***
1- Öncelikle Mete Han kendisine yapılanın gayet farkındadır ve hedefine ulaşmak için bu yapılanların bedelini ödetmelidir. Kendisine yapılan ne idi? Babası tarafından düşmanlarına gönderilmesidir. Bununla da Teoman’ın Çinli eşinden olan çocuğunu başa getirmeyi hedeflemesidir. Mete bu yapılanı töreye karşı gelindiği için mi yoksa şahsına bu durumu konduramadığı için mi kabullenmedi tam olarak kestirmek zor. Ama ortada bir gerçek var ki o da Mete’nin bu yapılanlar karşısında düşman elinden onların en hızlı atlarından biri ile kurtulmasıdır. Hedef nefsi olsa da olmasa da (Bilemediğimiz için böyle söylüyorum.) peşinden gitmiş ve mücadeleden vazgeçmemiştir. Hayatımızda bir hedef var ise - ki olmalıdır - bunun için gereken her imkân kullanılmalıdır. İmkân yok mu? O zaman oluşturulmalıdır. Esir bile düşülse o esaretten bir imparatorluk kurmak mümkün.

2- Teoman oğluna asker vererek adeta kendi bacağına sıkmıştır. Mete Han aynı durumda olsa Teoman’a asker verir miydi? Bu olaydan vermeyeceği kanaatine ulaşabiliriz. Mete Han’ın askerleri kullanması çok önemliydi. Öncelikle askerleri kendisine bağladı. Bunu da kendi atından başlayarak eşini bile gözden çıkararak yaptı. Okları ıslıklı oklardan seçmesinin nedeni de askerlerine kendilerini özel birer asker olarak hissetmek istemesidir. Çünkü o oklar sadece o askerlerde olan oklardır. Mete’nin büyük hedefinde yer almak o okları doğru ve de Mete’nin istediği şekilde kullanmak gerekmektedir. Bunu başaramayanlar ise infazı seçmişlerdir. Büyük ideallerimiz varsa ve bunu gerçekleştirmek istiyorsak, herkesle başarılamayacağını bilmemiz gerekir ve gerekiyorsa birçok şeyden de vazgeçilmelidir. Herkes asker olamaz, herkes öğretmen, mühendis, esnaf, doktor olamaz. Ama hepsinin iyisini oluşturmak mümkün. Biz bu iyileri seçerken başaramayanların kellesini almayacağız elbette ama biz kesin hedef ve kriter koymaz, başaramayanı elemezsek birileri hepimizin kellesini alabilir. Dolayısıyla yeniden büyük millet için elemeler yapmak, kapısı içeriden açılan kurumlar oluşturmak, bu minvalde o kapıdan girebilen herkesi değerli saymak, ehliyeti, liyakati öncelemek çok önemli ve acil bir konudur. Başaramayanlar ise hayatlarına devam etmeli, bu önemli ve kıymetli ekibin yönlendirmesine tabi olmalıdır. Yıllar sürecek yeni bir Duning Kruger faciasına daha bu toprakların katlanması zor görünüyor.

3- Mete Han askerlerini yetiştirdikten sonra hedeflerinden birisi olan babası Teoman’a galip gelmeyi gerçekleştiriyor. Ama yeterli zaman ve zemin oluştuktan sonra bunu yapıyor. Duygularına yenik düşüp aceleci davransaydı ne Mete Han ne de askerleri bu güçte olacak ve galip gelebilecekti. Galip gelmek, dünyaya hâkim olmak, adaleti yaymak, güçlenmek, güçlü kalmak istiyorsak yukarıda bahsettiğimiz eleme sistemini sabırla, sebatla yapmak zorundayız. Şu anki gücümüzle yeterli hâkimiyeti kuramıyorsak aynı güç(süzlük)le yapmaya çalışmanın ve de başarıyormuş izlenimi oluşturup insanları kandırmanın hiçbir anlamı yoktur. Yıllar sürse de “gerekirse yıllarca” diyerek yola devam edilmelidir.

4- Mete Han Büyük Asya Hun devletini kurma hedefinden vazgeçmemiştir. Nitekim Çin ile mücadeleye girmeden evvel asker sayısının yetersiz olduğunu anlamış ve bu anlamda sabırla diğer boyları tek çatı altında topladıktan sonra onlardan gelen askerleri de yetiştirmiştir. Sonucunda da galip gelmiştir. Artık bir taktik ve sistem oluşmuş, bunun üzerine devam edilmiştir. Yeni bir şeye gerek yoktur ama ortada iyi bir şey varsa. Peki ya yoksa?
O zaman yeni bir şey şart. Her alanın yeniden oluşturulacağı yeni, yepyeni şeyler şart. Bunu hakiki anlamda oluşturduktan sonra zaten herkes çok sevecek, başaranlar yoluna devam edecek, başaramayanlar başaranlara tabi olacaklardır. Tıpkı Mete Han ve askerleri gibi. O yüzden bir kez başarmak yeterli olacaktır. Bu, bir şekilde sonrakilere adım adım aktarılır. Dünya kimseye kalmamış, kalmayacaktır da. Kimse vazgeçilmez de değildir. Memleketini gerçekten seven insanlar hala var ve bu sistem onların üzerinde yükselmeye devam edecektir.

Kaynak: Mete AKSOY, Savaşçının Dokuz İlkesi

Nuri N. DOKUZOĞLU 23.01.2020 (Proje 99)