Kaygan Zeminde Meydana Gelen Kazalar
Trafikte rastladığımız hız sınırı tabelaları hızla ilerleyen bir araç içerisinde kimine göre dikkat dağıtan, kimine göre fark bile edilmeyen, kimilerine göre de hayati öneme sahip birçok şeyden sadece bir tanesidir. Araçla yolculuk ederken ne kadar hızlanıyorsak o kadar az şey fark etmeye başlamamız gözümüzün görüntüyü tazeleme süresine bağlı geliştiğinden genetiği değiştirilmemiş ortalama bir insan evladı için hız sınırı kuralı makul bir hamledir. Her kuralın tolere edilebildiği bir ortamda tek kural vardır ve bu kural ikna kabiliyetimize göre şekillenir. Başkahramanımız 105 km/sa hız ile polis radarına yakalanır. Araçtan indirildikten sonra 100 km/sa hız sınırı olan bir yolda 105 km/sa'le gittiği için cezalandırılacağı kendisine tebliğ edilince proteinsiz ve vitaminsiz kalmış kuru tarım mahsulü yaban otunun aklına tek gerçek kuralı gelir... Aman efendim 5 km/sa için ceza mı yazacaksınız? Bunu söylerken dalakta olgunlaşıp deride lokalize olan ürpertiyle dil içgüdüsü ona tek bir kelime bahşeder: ikna... Mevzumuzdaki otorite polis memuru olduğundan tek bir tolerans gösterilmesi durumunda yüz km/sa hız sınırı kuralının yerini yeni bir önerme alır. Artık kural yüz km/sa artı bir tutam hızı aşarsanız geçerlidir. O esnada daha geniş bir avuca sahip ikinci sürücü radara yakalanır ve araçtan iner. 110 km/sa bareminde bir günahın yüküyle diğer günahkarla otorite arasında geçen muğlak ve sonsuz gibi görünen pazarlığa şahit olunca omuzlarındaki yük hafifler ve taze filizlenen yeni önerme üzerinden o da kendini aklamaya çalışır.
Günlük hayatın akışını biraz yavaşlatabilirsek bunun bir çok örneğine şahit oluruz. Gerekli malzemeler biraz hafıza, çok az gözlemleme kastı ve bir tutam vicdandır. Bir yerlerde sürekli bir kuralın tolore edildiği bilgisiyle yaşayan bir topluluğun fertleri genel geçer kurallar karşısında sürekli direnç göstererek kendilerini tek aptal olmamaya odaklarlar. Kuralı tolere edenler ve aptallık postundan sadece çıplak kalarak kurtulanlar maalesef aynı sistemi beslemektedirler. Çocuklarımız aç kalmamalı fakat daha da önemlisi başkasını aç bırakmamalıdırlar. Sadece kendi açlığına odaklanan insan, karnı doyduğunda babasını bile tanımaz. Liyakat için mücadele ederken aynı liyakatsiz sistemin bir parçası olmamak için yeni bir sistem oluşturmak zorundayız. Bir sokak röportajında yurtdışını görmüş biraz gözlemlemiş ve gerçek peyniri tatmış bir vatandaşımız "Bizim insanımız loru peynir zannediyor." diyor. Evet loru peynir, eğitimi eğitim, hayatımızı gerçek hayat zannediyoruz. Hatta sözde, kendimizi insan yerine koyduğumuz oluyor. Hiç hak etmediğimiz halde düşük standartların normal olduğunu kabul etmek zorunda bırakılıyoruz. Tekrar tekrar aynı hayatı yaşama konusundaki ısrarımız bizi zamanla kötü şartları hak eder hale getiriyor. Yiyecek sektörü herkese hitap ettiğinden daha net istatistik tutabilmemizi sağlıyor. Mesela marketlerde satılan kaşar peynir görünümlü tost peynirinin ya da üzerinde kahvaltılık peynir yazan ürünlerin süt oranı gerçek kaşar peynirinin ortalama yarısı kadardır. Süt oranı daha düşük olsa da hemen hemen hakiki kaşarla aynı fiyatlara satılır. Tost peyniri diye satılan ürünler artan peynirlerin, atıkların eritilmesiyle üretilir ve ciddi tat, kalite, besin değeri farkı vardır. Tek aptal olmadığımız ve kuralları tolere edebildiğimiz sürece sorun olmadığından daha ucuz diye eritme peynirleri tercih ediyoruz.
Böyle başka milletlerle kıyaslandığımızda rahatsız olanlar değişik bir kibirle konuyu saptırmaya çalışıyorlar. Kıyasımız, gerçeklikten kopmamak ve kendine saygı duymak şartıyla yapıldığında, tüm bunlarla pratik alan kurgulamak istenirse anlamlı hale gelecektir. Böylece bu kıyaslamalar salt Batı güzellemesi olmaktan çıkar. Bir UFC* müsabakasının raunt arasında antrenörü dövüşçüsüne, rakibine karşı sürekli savunma yaptığı ve biraz ürkek davrandığı için "Rakibine çok fazla saygı duyuyorsun." demişti. Burada verilmek istenen ancak belli bir seviyede dövüşebilene söylendiğinde geçerlidir. Aksi taktirde dili varmasa da mağlubiyetin ilanı anlamına gelir.
Behzat MALÛMAKA 02.04.2022 (Proje 99)
*Ultimate Fighting Championship