Kalite Körlüğü - İnsanın Hataya Duyarsızlaşması ve Yeni Normali Kabulü

Alper A. İlerigel

Normalleştirerek duyarsızlaşma... Olumsuz durumların süreç içerisinde göz ardı edilerek bireylerin hatalara karşı duyarsızlaşması ve süreç sonunda yeni normali inşa etmesi... Kalite körlüğü, bir kişinin veya ekibin sürekli olarak aynı işi yapmasından kaynaklanan bir durumdur. 

Kalite körlüğü, bir insanın aynı işi uzun süre yapması neticesinde hata yapmaya başlaması olarak açıklanabilir. Bir kişi tek başına veya ekipçe, zamanla kalite standartlarına karşı duyarsızlaşabilir. İş süreçlerindeki hataları, eksikleri/iyileştirilmesi gereken alanlar pekala gözden kaçırılabilir. Bu, özellikle uzun süre aynı iş üzerinde çalışan veya belirli bir alanda uzmanlaşmış kişilerde sıkça görülebiliyor. 

Özellikle üretimdeki montaj hattında veya tekrarlı bir işte uzun süre çalışırken kalite körlüğü ile karşılaşabilirsiniz. Mesela, uzun süre aynı üretim sürecinde çalışan bir ekibi düşünülebiliriz. Bu ekip, zamanla üretimdeki küçük hataları veya kalite düşüklüğünü normalleştirebilir ve bu durum gözden kaçabilir. Örneğin, bir otomotiv parça üreticisi, belirli bir parçanın montajında sürekli olarak küçük bir hata yapıyor olabilir. Eğer bu hata, başlangıçta kalite kontrol süreçlerinden geçmişse, ekip üyeleri zamanla bu hatayı göz ardı edebilir ve bu durum "yeni normal" olarak kabul edilebilir. Sonuç olarak, bu parçaların monte edildiği araçlarda daha büyük sorunlara yol açabilecek bir kalite körlüğü durumu ortaya çıkar.

Honda şirketi 2000’lerin başında üretimde oluşabilecek hatalara ve süreç içerisindeki kalite körlüğüne karşı bazı önlemler getirmiş. Hata ayıklamakla uğraşmayıp daha çok hatayı oluşturan faktörlerle ilgilenmiş ve bu faktörler önceden belirlenerek somut çözümler üretilmeye çalışılmış. Honda, özellikle hatanın tekrarlanmasını önlemeye yönelik sistemler geliştirmiştir. 

2000’li yıllarda otomobil üreticileri eski model otomobil üretiminden yeni model otomobil üretimine geçerken eski otomobilin montajında kullanılan ekip ve ekipmanın yeni otomobil üretimine adaptasyonu için duruş yaparlar. Honda, o tarihlerde bu duruş kısmını yapmamayı tercih ediyor. Onlara göre bu hem maliyetli hem de üretim kaybına neden oluyor. Asıl nedenin ise prosesleri yapan çalışanlar olduğu kabul ediliyor. Honda, her aracın kalite seviyesini yüksek tutmak için çalışanlarının değişik işlerde ve hatlarda çalışmasını teşvik ediyor. Çalışanların hatalarını azaltmak için üretime ara vermeden aynı seviyede üretimi devam ettiriyorlar. Honda, bu anlayışını üretim sürecine yansıtarak eski model ve yeni model üretimlerini üst üste bindiriyor. Çalışanlar da aynı otomobilin değişik modellerinde çalışıyorlar. Bir çalışan her istasyonda 4 farklı iş öğrenebiliyor. Böylece her 2 saatte bir rotasyon yapabiliyorlar. 

Honda, çalışanlarını birkaç saatte bir başka işe geçerek rotasyon yaptırıyor ve kalite körlüğünün önüne geçiyor. Süreç içerisinde devamlı rotasyon halinde olmalarıyla çalışanlar, bir işi sürekli yapma tekdüzeliğinden kurtarılıyor ve hata yapmaları önemli ölçüde önlenebiliyor. 

Kalite körlüğü, sosyal hayatımızda da karşımıza çıkabilir ve genellikle alışkanlıklarımızın veya rutinlerimizin bir parçası haline gelen durumları gözden kaçırmamıza neden olur. 
Uzun süreli arkadaşlıklarda, kişiler birbirlerinin olumsuz davranışlarını veya alışkanlıklarını zamanla normalleştirebilir ve bu durumlar göz ardı edilebilir. Bu, ilişkinin kalitesini düşürebilmektedir. Aynı durumu ebeveynlerde de görebiliriz. Ebeveynler, çocuklarının davranışlarındaki değişiklikleri fark etmekte zorlanabilirler. Örneğin, çocuğun sürekli olarak yaptığı bir hata, ebeveyn tarafından zamanla göz ardı edilebilir ve bu durum çocuğun gelişimine zarar verebilir.

İş yerinde, çalışanlar zamanla iş arkadaşlarının verimsiz çalışma alışkanlıklarını veya iş yerindeki düzensizlikleri normal olarak görmeye başlayabilirler. Bu, genel iş verimliliğini ve çalışma ortamının kalitesini düşürebilir.

Toplum içinde, bireyler zamanla toplumsal sorunları veya adaletsizlikleri normalleştirebilir ve bu durumlar karşısında duyarsızlaşabilirler. Bu, toplumsal değişim ve gelişim için gerekli olan eleştirel düşünceyi engelleyebilir.

Yenilikçi fikirleri not almayı ertelemek; kitap okurken eleştirilince kitap okumaya yabancılaşmak; her sınav öncesi gelen çalışma isteğinin sınav sonrasında kaybolması...
Kalite körlüğünün önlenmesi için, düzenli aralıklarla iş süreçlerinin gözden geçirilmesi, dış denetimlerin yapılması ve çalışanların sürekli eğitimi gibi yöntemler önerilebilir. Ayrıca, farklı perspektiflerden bakış açıları getirecek yeni ekip üyelerinin dahil edilmesi veya mevcut çalışanların rotasyonu da etkili olabilir. Bu sayede, kalite standartlarının korunması ve sürekli iyileştirme kültürünün sürdürülmesi amaçlanır. Tek göz kendini göremez ve her zaman ikinci bir göze ihtiyaç duyar. Dışarıdan bir göz, içeride gözden kaçan hataları ve iyileştirme gerektiren alanları pekâla tespit edebilir.

Kalite körlüğünü önlemek için, düzenli olarak kendimizi ve çevremizi sorgulamak, farklı perspektiflerden bakış açıları kazanmak, törelenmek ve günlük dili geliştirmek önemlidir. 
Alper A. İLERİGEL