Olması Gerektiği Gibi
Çıldırtan sadelik... O gadar garmaşanın içinde insana benliğini kaybettiriyor. Aslında arka planda her şey çok sade ve her şey yerli yerinde akıp gidiyor.
Zeigarnik etkisini araştırdım. Aynı soy isimli bir hanımefendinin, zihnin çalışma prensiplerini gözler önüne seren, örnekler görerek geliştirdiği bir durum. Diyor ki, "Bir işi yarım bırakırsanız o tamamlayıp bitirdiğiniz işlerden çok daha fazla zihninizi meşgul edecektir." Aylardır yapmayı planladığın, hafta sonu yaparım deyip geçiştirdiğin bahçe işi olabilir, erteleyip durduğun o kitabı okumak olabilir... O işi yapıp bitirmek aslında çok basitken zihnimizin "yapmama" ile meşgul olması bana şeytanın bir oyunu olabileceğini de hatırlatıyor. Şeytan, seni o işi sadece düşündürerek vaktini har vurup harman savurtturup, belki de muzaffer olacakken "troop" meşgul etmeyi başarıyor.
Peki nasıl yaparız? Ertelediğimiz iş yine aklımıza geldi ve yine vazgeçmek üzereyiz. Yapacağımız küçük bir plan bu işi yapma noktasında bize yardım ediyor. Mesela dişçiye gitmeyi erteliyorsun ya hemen şu an randevu almanın önünde hiç bir engel yok. Böylelikle yapmak istediğin şeye doğru bir adım atıyorsun, bir plan çizmiş oluyorsun. E peki yine erteleyebilir misin? Evet. Bu sefer yine bir küçük adım atabilirsin, fakat. Örneğin, randevu aldığın günden önceki gece hastaneye veya polikliniğe veya muayenehaneye gitme planı yapmak, hangi saatte ulaşım sağlayacağın araca bineceğini veya yürüyecek isen hangi saatte bulunduğun yerden ayrılman gerektiğini belirlemek olabilir.
Gavurların KISS kısaltmasıyla kullandıkları bir düşünme biçimi var. "Keep it simple stupid!" Türkçeye "Basit tut ulan avanak!" şeklinde tercüme edebiliriz. Zihinsel kısıtlamalarımız sürekli ayağımıza dolaşabilir. Sade tutarak birçok işi başarabiliriz. Sünnette de yeri vardır, sünnetullahta da. "Bildiklerini yap ki Allah bilmediklerini öğretsin."
Bir mıh bir nal kurtarır, bir nal bir at kurtarır ilh*... Mıhı çakmayı sade bir şekilde planlayıp, ihsanla çakarsak bir ülkeyi de kurtarabiliriz. Biz yapabiliriz. Yapabiliriz, biz.
Ahmet A. KEFENOĞLU 07.03.2018 (Proje 99)