Küstahlık Zayıflıktır

Ahmet A. Kefenoğlu

Kazalar, hiç beklenmedik zamanda gelir. Kazayı kabullenmek ise hızlı bir şekilde olamıyor çoğu zaman.

Karar verme mekanizmamız beynimizdeki şemalarla çalışıyor. Hemen her duruma uygulayabileceğimiz bir şemamız yoksa karar vermekte güçlük çekiyor, karşılaştığımız durumlara önce duygusal tepkiler veriyoruz. Duygusal tepkiyi ayarlayamamak, duygu durum kontrolünü sağlayamamak ise karar vermemiz gereken noktadan bizi adım adım uzaklaştırıyor.

İlk defa başımıza gelmiş durumların yedi milyar insanın yaşadığı dünyada başka bir insanın da başına geldiğini/gelebileceğini unutabiliyoruz. On binlerce yıllık insanlık tarihinde, kişisel tarihimizin önemini zihnimizde aşırı, çok aşırı büyütmek belki de problemleri çözmemizi zorlaştırıyor.

Nefs-i emmare düzeyinde bir nefis, yeni bir durumla karşılaştığında önce duygusal tepki veriyor. Çünkü duyguyu açığa çıkaran düşünceler, ihsan fikrinin tam tersinin kaynağı olan bir zihinden çıkıyor. Bilinçli olmayı zaman zaman tanıyan, zaman zaman hattan kopup duygu ve düşüncelere bağlanan nefis, "Şu an ne yapmam gerekiyor?" sorusunu soramıyor.

Kabullenmek... Kulluğun temel iskeletinin, bir et parçası iken birey haline gelmiş olmayı, her an ölebilme ihtimalini taşımayı, her şey bir ve tek iken kendini bu anlayıştan koparıyor olmayı kabullenmekte; sadece şeklen değil ruhen de teslim olmakta olduğunu düşünüyorum.

Ahmet A. KEFENOĞLU 24.03.2018 (Proje 99)