İtinayla Adam Karalanır
Herhangi bir konu hakkında, elinde çok az somut bilgi olmasına rağmen o konu hakkında afaki yorumlar/çıkarımlar yapmak insanoğlunun hükmetme çabasının bir göstergesi sanırım. Üşengeçlik belki de... Konu hakkındaki bilgi birikimin yeterli seviyede değil fakat "Bilgim yeterli olmasa da benim yaptığım çıkarım doğru olur." gibi bir akıl yürütmeyle ahkam kesebiliyorsan öğrenme üşengeçliği yaşıyorsun demektir.
"Safsata"ya üstten, yandan, alttan ne tarafından bakarsam bakayım "üstü epeyce kapalı yalan söyleme" olarak belirdiğini görüyorum. Bütün safsatalar sanki gerçekmiş gibi gelen önermelerdir.
.....................................................
Adam karalama safsatası; Latincesi ad hominem... Önermenin doğru olup olmadığı ile değil önermeyi kuran kimsenin kişiliği ve eylemleri ile ilgili argüman üreterek önermeyi iptal etme çabası. Bir kimse bize "İki artı iki, eşittir dört." şeklinde keskin derecede doğru bir önerme sunmuşken biz o kimsenin çöplerinin kapının önünde bekletmesi ile ilgili önerme üretip "İki artı iki, eşittir dört."ü çürütmeye çalışıyorsak gösterdiğimiz çaba adam karalama safsatasıdır. Aklıma "Maksat üzüm yemek değil, bağcıyı dövmek." tabiri geliyor.
"O doktor sigara içiyor. O yüzden onun tedavisine güvenme."
"Ona iki tane koyun versen gütmeyi bilmez. O yüzden 'seçimde hile yapıldı' lafına da güven olmaz."
"Ayakkabısını hep kirli görüyorum. Dolayısıyla onun sattığı ayakkabı da kaliteli değildir. Kaliteli ayakkabı satacak adam önce kendi ayakkabısını temizler."
"O adamdan ev alınmaz. O adama güven olmaz. Çünkü okuması için kızını yurt dışına göndermiş."
"O yazarın banka sistemiyle ilgili tespitlerini dinlemen vakit kaybı bence. Çünkü yazarına geçen sene kredi kartı borcu yüzünden haciz geldi."
Eğer özel hayatında dedikoducu olan bir kimse, başka bir ihtimali düşündürmeyecek şekilde, istatistik verileriyle, laboratuvar sonuçlarıyla veya mantığın kesin kurallarıyla bir argüman ortaya koyduysa onun dedikoduculuğunun kurduğu argümanla bir alakası yoktur. Önermeyi orta koyan, tespiti yapan, bir argüman geliştiren kimsenin kişilik özellikleri, alışkanlıkları yani o kimseye dair veriler değil "argüman" bizi ilgilendirir.
Ahmet A. KEFENOĞLU 29.08.2018 (Proje 99)