Doğada Yalnızca Üç Renk Vardır
"Etkileyici bir fikrin inceliğini ve inandırıcı niteliğini takdir etmek bir şeydir, bizi avucunun içine aldığı için ondan korkmak başka bir şeydir. Bazen bir fikir o denli yaygınlaşır ki, varlığının bile farkına varamaz oluruz, iyice köklendiği için kulağa düz mantık gibi gelmeye başlar; işte o zaman biraz kaygılanmak gereklidir. İtirazların yanıtlanmadığı, daha doğrusu dile bile getirilmediği noktada, tüm kontrolü yitirmişiz demektir. Artık bir fikre sahip değilizdir, fikir bize sahiptir."
Alfie Kohn
Yanlış ezberler, yanlış kapılar, zihnimizi emen yok eden kemirgenler... Bu böyle geldi böyle de gider demeler... Memleketi sen mi kurtaracaksın demeler... Asılsız yargılar... Temelsiz güzellemeler...
Geriye doğru bakıyorum, en geriye çocukluğumdan beri zihnime atılan, beni hep adım atmaktan, risk almaktan alıkoyan, korkuyu yeşertip büyüten fikirlere. Asırlar boyu savaş görüp, aç kalan, eziyet ve zulüm gören bu memleketin bir ferdi olan benim zihnimde o kadar çok yanlış ezber ve kalıplar var ki... Kimisini fark edememişim bile. Kimisini fark etmemişim, fark edemeyeceğim bile.
Bir ezberin yanlış olduğunu nasıl anlarız? Elbette onu hakikate arz ederek. Bir kalıp fikrin kalıp fikir, yanlış bir kalıp fikir olduğunu ne zaman fark ederiz? Biri bize bunun yanlış olduğunu söyleyene kadar mı? Yoksa biz bunun yanlış bir kalıp olduğunu fark edene kadar mı? Muhtemelen ikinci.
Zihnindeki düşüncelerin kaç tanesinin farkındasın gün içinde? 1 aydır ertelediğin o işin farkında mısın? Zihnin onunla senin ne kadar üşengeç olduğunu sana tasdik ettiriyor biliyor musun? Ne zaman fark eder kabul edersen o zaman adım atıyorsun.
Ahmet A. KEFENOĞLU 26.10.2017 (Proje 99)