Burnun Almayacağı Kokuları Almada Farkındalık
"İse giden is kokar, mise giden mis kokar." Belki de avamca denilebilecek bir atasözümüz. Kötü kokan yerlerde vakit geçirirsek -ne kadar parfüm vs. tedbiri alsak da- bu koku üzerimize sinecektir.
Vakit geçirdiğimiz insanlarla da benzeri bir durum gerçekleşir. Hayata dar bir pencereden bakan, olusuzluklarla dolu bir cangılda yaşadığını düşünen, cesaretsiz, korkak, bencil olarak nitelenebilecek insalarla vakit geçirdiğimizde de onların bu halleri üzerimize sinecektir. Aynı, kötü kokunun elbiselerimize sindiği gibi bu huylar da ne kadar tedbir alırsak alalım üzerimize siner.
Mesnevi'de "Kibir, hırs, şehvet kokusu, söz söylerken soğan gibi kokar." beyti vardır. Eğer çevremizdeki kokuların farkında olacak seviyede isek çevremizdeki hallerin de farkında olabiliriz. Burnumuzun aldığı fizik koku ise, bir latifemizin aldığı da hal kokusudur. Bunun için ekstra bir dikkat, yani eğitim ve gayret gerekiyor elbette.
Algımızın düştüğü, hiç yapmadığımız hataları yaptığımız, kendimizi bir anda kötü hissettiğimiz halleri kontrol edip buna etki eden süreçlerde bir insan izi olup olmadığını bilebiliriz. Ahilik, insana zamanla böyle bir yetenek kazandırıyor. Bu yetenek evlenirken, ticaret yürütürken, eğitim verirken, alış-veriş yaparken, bir yakınımızı telefon görüşmesi aracılığıyla teskin etmek isterken çok yardımcı oluyor. "Duyduğum kelimeler hakikatli mi?", "Söyleyeceğim kelimeleri muhatabım hangi seviyede anlar?" gibi soruları sormadan kuracağımız iletişim güdük kalacaktır.
"İnsan insanın kurdudur." sözü bir Latin atasözü. Eğer kuzu olduğumuzu fark edemiyorsak bizi yerler. Hem zor hem kolay (aynı seviyede) olan kurt olsan da kuzuya merhamet edip doğruyu yapmakta, düşeni kaldırmakta, düşmana da adaletli davranıp adil ceza vermekte.
Ahmet A. KEFENOĞLU 06.06.2018 (Proje 99)