Alçak Yer Alçak Kodlar
Dünyanın ne kadar kötü bir yer olduğu ile ilgili düşünmek, bu konuya kafa yormak beni yoruyor. Üstelik "Dünya kötü bir yer." cümlesinin her bir ögesinin anlamını ne ile doldurduğumu bile düşünmeden yaptığım çıkarımlar, okumalar, analizler sonunda vazgeçişlere, bıkmaklara, yorulmaklara dönüyor.
"Dünya"nın kelime anlamı statü olarak düşük olan "alçak yer" anlamına geliyor. Bunu kendimize hatırlattığımızda "Evet, ne kadar alçaklık, şerefsizlik, adaletsizlik var." yorumuna gidiyorsak hatalıyız. Dünya, koparıldığımız "anne karnına" istinaden, daha öncesi "şeytan ayaklarını kaydırmadan önce Adem ve Havva'nın bulunduğu yer"e istinaden alçak bir yerdir. Ve bu yerde bütün kötülükler vuku bulacaktır. Binaenaleyh, dünyada zaten tam anlamıyla bir huzur yoktur. Gerçek huzur, burada olsaydı "imtihan" da olmazdı. İmtihan olmasaydı şükür vesilesi olan nimetler de olmazdı.
O yüzden diyorum ki kendi kendime: "Bırak, dünya zaten kötü. Senin kötülüğü azaltmadaki rolüne icabetin hangi seviyede?", "Alçak yerdeki 'halife-i arz' karakterine yakın olmak için ne işle meşgulsün?", "Şimdi ne yapabilirsin?".
Etmek-eylemek yerine şikayet etmek, kişi için çok daha kolaydır. Şeytana kapı açmak istiyorsak, şikayetlenme kapısını açalım. O zaten bir şekilde girer. O kapıdan girer, bütün vücudu istila eden bir kanser gibi, bütün duygu ve düşüncelerine yapışır.
"Bildiğini uygula ki Allah bilmediğini öğretsin."
Ahmet A. KEFENOĞLU 09.04.2019 (Proje 99)