Kahramanın Yolculuğu - Her Hikaye Aynı Mı?

KAHRAMANIN YOLCULUĞU
Önce söz vardı. Malum, icatlar ihtiyaçlardan doğar. Söyleneni, duyulanı, görüleni kayıt altına alma ihtiyacıyla olsa gerek sonra yazı icat edildi. “Söz uçar yazı kalır.” denmiştir lakin söz olmadan da yazı olmaz. Yazı, sözün ete kemiğe bürünmüş halidir. Bununla beraber uçsa da ardında iz bırakan sözler de vardır; dilden dile, kulaktan kulağa anlatılıp birer mit, efsane, destan haline gelen. Çünkü insan anlatmak ve ilgisini çektiği ölçüde anlatılanı dinlemek ister. Anlatmak görünür olmanın bir yolu, varlığın ispatı gibidir. Her an yeni bir andır ve bu yüzden yeni şeyler söylemenin önünde hiçbir engel yoktur. Yazılı anlatım imkanları geliştikçe hikâye anlatımı da gelişmiş ve daha geniş bir kitleye hitap, dolayısıyla farklı kültürler arası iletişim imkânı doğmuştur. Böylece hikâyeler dilden dile, coğrafyadan coğrafyaya yayılmıştır. Tabii ki gelişen teknolojiyle birlikte hikâyelerin kayıt altına alınması yazıyla sınırlı kalmamış ve ortaya çıkan canlandırma, resimleme, fotoğraflama gibi görsel anlatım yöntemleri sinemayla taçlanmıştır. Sinema, zamanın ortak dili haline gelmiştir. Misalle anlatmanın, meselle anlatmanın sınırları tarihte hiç olmadığı kadar genişlemiştir. Günlük meselelerle birlikte çağlar boyu insanlığı etkileyen meselelerin üzerinde düşünülmesini kolaylaştıran bir devrim gerçekleşmiştir aslında. 

Proje99 Facebook Sayfası

Proje99 Instagram Sayfası