Geleceğe Açılan Yelken - Mayflower Gemisi
GELECEĞE AÇILAN YELKEN: MAYFLOWER GEMİSİ
İşin içine girenlerin ya da yakından inceleme fırsatı bulanların daha iyi anlayacağı üzere kemikleşmiş bir yapıyı içerden değiştirmek neredeyse imkansızdır. En makul çözüm yeni bir şeyin inşaıdır. Bu yeni yapı, eskisiyle temel hatları haricinde bir bağı olmayan bir zeminde, eskinin kendilerine vurduğu prangalardan halas olmuş insanlarla kurulmalıdır. Tarihin akışında bu işleyişin yansımalarını görmek mümkündür. Eğer içinde bulunulan durum sorunluysa, önce “şehre” göç edilir, ortada bir şehir yoksa şehir inşa edilir. Bu yazıyı yazarken de yararlandığım yapay zekanın üretilmesini sağlayacak ortamı oluşturan ilk domino taşının dizilişini incelemek, bu işleyişten kastettiğim şeyi daha anlaşılır kılar diye ümit ediyorum. Başlamadan önce belirtmeliyim ki bu yazı, okuyanlara tarihi bilgiler katmak amacıyla değil sadece bir bakış açısı ya da ufak bir fikir kazandırmak için kaleme alınmıştır. Konumuza devam edelim.
17. yüzyıla gelindiğinde Avrupa kıtası kayda değer bir toprak yorgunluğu yaşıyordu. Kurumlarda, yapılarda yahut oluşumlardaki rahatı kaçıran unsurlar yüzünden bir nevi bıçak kemiğe dayanmıştı. Bu ahvalden muzdarip bir grup olan Püritenler için de İngiltere başta olmak üzere tüm Avrupa yaşanamaz bir yer haline gelmişti. Püritenler, ana akım kilise yönetiminin bir hayli yozlaştığını ve Hristiyanlık’ın saflaştırılması, sonradan eklenen zerzevattan arındırılması gerektiğini düşünenlerden oluşan bir cemaatti ve inançları yüzünden yoğun bir baskıya maruz kalıyorlardı. “Emergence”ın hikmeti gereği olsa gerek, Püritenlerden bir ekip 1620 yılında Avrupa’nın içindeki taze tohumları yeşillendirmek için muhtaç olduğu yeni şehri kurma göreviyle sorumlu kılınmışçasına yaşadıkları toprakları terk ederek yeni kıtaya doğru yola koyuldu. Bu, Mayflower gemisindeki 102 yolcunun, daha sonraları "pilgrimler" olarak anılacak ilk koloninin fertlerinin ortak hikayesidir.
Proje99 Facebook Sayfası
Proje99 Instagram Sayfası